Sistematik Duyarsızlaştırma: Kaygı ve Fobilerle Başa Çıkma Yöntemi
- Joseph Wolpe’nin Sistematik Duyarsızlaştırma Yöntemine Katkıları Nelerdir?
- Sistematik Duyarsızlaştırma Nasıl Çalışır?
- Duyarsızlaştırma Sürecinin Adımları Nelerdir?
- Sistematik Duyarsızlaştırma Ne Zaman Kullanılır?
- Sistematik Duyarsızlaştırma Farklı Kullanım Alanları Nelerdir?
- Sistematik Duyarsızlaştırmanın Diğer Maruz Kalma Terapilerinden Farkları Nedir?
- Aşamalı maruz bırakma
- Korku Hiyerarşisi
- Duygusal Yaklaşım
- Sistematik Duyarsızlaştırma Sürecinde Terapistin Danışana Verdiği Destek
Sistematik DuyarsızlaşSistematik duyarsızlaştırma (systematic desensitization) tekniğinden söz etmeden önce, davranışçı yaklaşımdaki psikoterapi anlayışını özetlemekte fayda var.
Davranış terapisi, öğrenilmiş olan uygunsuz ya da nevrotik davranış alışkanlıklarının ortadan kaldırılması ve çoğunlukla yerine yeni ve olumlu davranışların şartlandırılmasını amaçlayan bir yöntemdir.
Bu yöntem öğrenme ilkelerinden ‘karşıt şartlamanın uygulanması’ temeline dayanır ve daha çok fobilerin psikolojik destek sürecinde kullanılır.
Karşıt şartlama, kaygı ya da korkuya karşı ona ket vuracak bir tepkinin edinilmesi sürecidir. Yani, kaygıyı tetikleyen ortamda kaygıya ket vuran bir tepkinin ortaya çıkarılmasıdır. Bu tepki, kaygıyı tetikleyen uyarıcı ile uyarıcı ile tetiklenen kaygı arasındaki önceden kurulmuş olan bağı zayıflatacaktır.
Buna göre, sistematik duyarsızlaştırmada da, kaygıya ket vurucu tepki olarak rahatlama ya da gevşeme tepkisi öğretilir. Terapi alan kişi gevşedikten sonra kaygı doğuran uyarıcı ile karşılaştırılır. Rahatlama, kaygının karşıtı bir tepki olarak saptanmıştır.
Burada amaçlanan, korku ya da kaygı doğuran bir uyarıcının artık maruz kalındığında kaygı tepkisini doğurmamasını sağlamaktır.
Joseph Wolpe’nin Sistematik Duyarsızlaştırma Yöntemine Katkıları Nelerdir?
Joseph Wolpe Güney Afrikalı bir psikiyatrist ve davranış terapisinin en etkili isimlerinden biriydi. Wolpe, karşılıklı engelleme teknikleriyle, özellikle davranışsal terapide devrim yaratan sistematik duyarsızlaştırma ile tanınır.
Wolpe’un hayatındaki en etkili deneyimlerden biri, Güney Afrika ordusuna sağlık görevlisi olarak kaydolduğu zamandı. Wolpe, o zamanlar “savaş nevrozu” olarak adlandırılan ancak günümüzde travma sonrası stres bozukluğu olarak bilinen rahatsızlıktan muzdarip askerlere yardım etmekle görevlendirilmişti.
O dönemde askerler için uygulanan ana akım yöntem psikanalitik teoriye dayanıyordu ve hipnotik bir madde -sözde narkoterapi- alırken travmayı keşfetmeyi içeriyordu. Askerlerin bastırılmış deneyimleri hakkında açıkça konuşmalarının nevrozlarını etkili bir şekilde iyileştireceğine inanılıyordu.
Ancak durum böyle değildi. Bir zamanlar Freud’un sadık bir takipçisi olan Wolpe’u psikanalitik terapiyi sorgulamaya ve daha etkili seçenekleri aramaya zorlayan şey, başarılı sonuçlarının olmamasıydı.
Sistematik duyarsızlaştırma, Wolpe’un sahip olduğu ünü kazanmasını sağlayan şeydir.
Sistematik duyarsızlaştırma, danışanın kaygı üreten uyarana düşük seviyede maruz bırakılması ve artık kaygı olmadığında kaygı üreten uyaranın daha güçlü bir versiyonunun verilmesidir. Bu, bireysel danışan artık uyarana karşı kaygı hissetmeyene kadar devam eder.
Sistematik duyarsızlaştırmayı kullanmada, uygun bir vaka formülasyonunun veya Wolpe’un
başlangıçta “davranış analizi” olarak adlandırdığı şeyin geliştirilmesinin ardından üç ana adım vardır.
İlk adım, danışana gevşeme tekniklerini öğretmektir.
Wolpe, kas gevşetme tekniklerini daha az zaman alacak şekilde değiştirerek gevşeme fikrini Edmund Jacobson’dan aldı. Wolpe’un mantığı, bir kişinin aynı anda hem rahat hem de kaygılı olamayacağı fikrine dayanıyordu.
İkinci adım, danışanın ve terapistin bir kaygı hiyerarşisi oluşturmasıdır. Terapist genellikle danışana, tüm farklı biçimleriyle kaygı üreten tüm şeylerin bir listesini yaptırır. Daha sonra, terapistle birlikte danışan, en düşük düzeyde kaygı üreten şeyden başlayarak en fazla kaygı üreten şeye doğru bir hiyerarşi oluşturur.
Son adım, danışanın kaygı üreten uyaranı hayal ederken tamamen rahatlamasını sağlamaktır. Tepkilerine bağlı olarak, hiç kaygı hissetmeseler veya çok fazla kaygı hissetseler bile, uyaran daha güçlü veya daha zayıf olanla değiştirilecektir.
Sistematik duyarsızlaştırma, başarılı olsa da kusurlara da sahiptir. Danışan yanıltıcı hiyerarşiler verebilir, rahatlamakta zorluk çekebilir veya senaryoları yeterince hayal edemeyebilir. Bu olası kusura rağmen, oldukça başarılı bir yöntem gibi görünüyor.
Sistematik Duyarsızlaştırma Nasıl Çalışır?
Sistematik duyarsızlaştırma, belirli bir nesne veya durumla ilişkili koşullu korku tepkisini parçalamayı amaçlar.
Koşullu tepki, normalde tehdit edici olarak kabul edilmeyecek uyaranlara karşı korku veya panik gibi kendisini gösteren otomatik bir tepkidir. Koşullu tepkiler, genellikle kişi farkına varmadan zamanla oluşturulur veya öğrenilir.
Kaygı için sistematik duyarsızlaştırma, rahatlama stratejilerini öğreterek ve kişiyi korktuğu
duruma maruz bırakarak endişe döngüsünü kırmaya yardımcı olabilir. Bu, danışanın korkusuyla başa çıkmayı yavaşça öğrenebilmesi için kademeli olarak yapılır. Bu süreç, şartlandırılmış korku tepkisini yavaşça parçalamaya yardımcı olur.
Duyarsızlaştırma Sürecinin Adımları Nelerdir?
İn vitro dediğimiz yöntemde danışan fobik uyaranla karşılaştığını hayal eder.
Canlıda ise danışan fobik uyarana gerçekten maruz kalır.
Araştırmalar, in vivo tekniklerin in vitro tekniklerden daha başarılı olduğunu bulmuştur.
Ancak, in vitro’nun kullanılmasının pratik nedenleri olabilir.
Sistematik duyarsızlaştırma üç aşamalı bir süreci içerir:
Rahatlama Eğitimi: Kişi, kaygı ve strese karşı fiziksel tepkileri kontrol etmek için derin kas gevşetme tekniklerini ve nefes egzersizlerini öğrenir. Bu adım, karşılıklı engelleme nedeniyle çok önemlidir, burada bir tepki bir başkasıyla uyumsuz olduğu için engellenir.
Fobiler durumunda, korkular gerginlik içerir ve gerginlik gevşemeyle uyumsuzdur. Bu durumda, edinilmiş gevşeme hali korkuyu baskılayarak kişinin korktuğu şeyi incelemesine olanak tanır.
Kaygı Hiyerarşisinin Oluşturulması: Danışan ve terapist, belirli fobiyle ilgili korku uyandıran durumların bir listesini iş birliği içinde oluşturur ve bunları en az kaygı uyandırandan en çok kaygı uyandırana doğru sıralar. Liste, terapi için bir yapı sağladığı için önemlidir.
Sistematik Duyarsızlaştırma Korku Hiyerarşisi Kademeli Maruz Kalma: En az kaygı uyandıran durumdan başlanarak, birey gevşeme teknikleri kullanırken; korku listesinde yer alan her bir maddeye maruz bırakılır. Hiyerarşide yalnızca mevcut seviyede rahat kalabildiklerinde yükselirler. Zamanla, rahat bir durumda bu maruz kalma, korkulan uyarana karşı kaygı tepkisini azaltır. Danışan, herhangi bir kaygı uyandırmayı başaramayana kadar bu durumu tekrar tekrar hayal eder (veya bununla karşı karşıya kalır) ve bu da terapinin başarılı olduğunu gösterir.
Sistematik Duyarsızlaştırma Ne Zaman Kullanılır?
Sistematik duyarsızlaştırma, kişilerin zayıflatıcı korkularını veya fobilerini yenmelerine yardımcı olmak için kullanılan bir terapötik prosedürdür. Wolpe sistematik duyarsızlaştırmanın, danışanın “uyarana pasif tepki veren” olduğu durumlar için en uygun olduğunu öne sürmektedir.
Sistematik Duyarsızlaştırma Farklı Kullanım Alanları Nelerdir?
Sistematik duyarsızlaştırma, kaygı ve fobilerin kontrol altına alınması sürecinde çoğunlukla kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemin farklı kullanım alanları şunlardır:
Fobiler: Dar ve kapalı alan, karanlık ve örümcek gibi spesifik fobilerin başa çıkılma sürecinde etkilidir.
Birey, korktuğu durumlarla yavaş yavaş ve kontrollü bir şekilde maruz bırakılarak korkusunu azaltmayı öğrenir.
Kaygı Bozuklukları: Genel kaygı bozukluğu gibi durumlarda da kullanılabilir. Birey, kaygı yaratan durumlarla aşamalı olarak yüzleşerek duyarsızlaşma sürecine girebilir.
Post-Travmatik Stres Bozukluğu (PTSD): Travmatik bir olayın ardından yaşanan kaygı ve
rahatsızlık hissinin azaltılmasında sistematik duyarsızlaştırma teknikleri kullanılabilir.
Sosyal Anksiyete: Sosyal durumlarla ilgili korkuları olan bireyler için, sosyal etkileşim simülasyonları ile aşamalı duyarsızlaştırma yapılabilir.
Mükemmeliyetçilik: Aşırı mükemmeliyetçilikten kaynaklanan kaygıları azaltmak için bireyin kendisine yönelik baskısını en aza indirmek amacıyla duyarsızlaştırma teknikleri uygulanabilir.
Bu gibi durumlarda sistematik duyarsızlaştırma, bireylerin korkularıyla başa çıkmalarına ve daha sağlıklı davranış kalıpları geliştirmelerine yardımcı olabilir. Süreç genellikle bir terapist eşliğinde ilerler.
Sistematik Duyarsızlaştırmanın Diğer Maruz Kalma Terapilerinden Farkları Nedir?
Sistematik duyarsızlaştırma, maruz kalma terapilerinin bir alt türüdür. Buna rağmen maruz kalma terapileri arasında özel bir yer tutar ve bazı önemli farklar içerir. Bu farkları sıralarsak:
Aşamalı maruz bırakma
Sistematik duyarsızlaştırma, bireyin korkusunu kademeli olarak ele almasını sağlar.
Korkuya neden olan durumlar, düşük şiddetten yüksek şiddete doğru bir sıra izler. Diğer maruz kalma terapilerine baktığımızda genellikle kişinin zorluk ile başa çıkma yeteneğine bakılarak doğrudan ya da yoğun bir maruziyet içerebilir.
Korku Hiyerarşisi
Sistematik duyarsızlaştırmada, bireyler korkularını sıralamak için korku hiyerarşisini kullanırlar. Kişi, en az kaygı veren durum ile başlayarak giderek daha kaygı veren durumlara geçer. Diğer maruz kalma yöntemlerinde bu hiyerarşi sırayla kullanılmayabilir. Direkt maruz kalmaya teşvik edebilir.
Duygusal Yaklaşım
Sistematik duyarsızlaştırma süreci bireyin duygu ve düşüncelerini anlamalarında yardımcı olmaya çalışırken, diğer maruz kalma terapileri daha çok davranışlar üzerinde durmaktadır.
Sistematik Duyarsızlaştırma Sürecinde Terapistin Danışana Verdiği Destek
Sistematik duyarsızlaştırma sürecinde terapistin desteğini bir örnek ile açıklayabiliriz.
Bir danışan, örümcek fobisi nedeniyle bir terapiste başvurabilir. Terapist, sistematik duyarsızlaştırmanın üç adımını kullanarak danışana şöyle yardımcı olabilir:
- Korku hiyerarşisini tanımlamasını isteyebilir. Bu korku hiyerarşisi, bir örümceğe maruz kalmanın çeşitli seviyelerinin göreceli tatsızlığını listeleyecektir. Örneğin, bir örümceğin resmini görmek, birey üzerinde yürüyen canlı örümcekler ile kıyasla düşük bir korku derecesi ortaya çıkarabilir, ikinci senaryo korku hiyerarşisinde en yüksek olur.
- Başa çıkma mekanizmalarını veya uyumsuz yanıtları öğrenir. Terapist, meditasyon ve derin kas gevşemesi yanıtları gibi uygun baş etme ve gevşeme tekniklerini öğrenmek için danışanı ile birlikte çalışacaktır.
- Uyaranı uyumsuz yanıt veya baş etme yöntemine bağlayabilir. Danışana, daha önce öğrenilen derin gevşeme tekniklerini (yani ilerleyici kas gevşetme) kullanırken, en düşükten en yükseğe, korkulan uyaranların giderek daha hoş olmayan seviyeleri sunulacaktır.
- Bir örümcek fobisine yardımcı olmak için hayal edilmesi istenen uyaranlar şunları içerebilir:
Bir örümcek resmi,
Yakındaki bir odada küçük bir örümcek,
Tam görünümde bir örümcek,
Örümceğe dokunma vb.
Hayal edilen ilerlemenin her adımında, danışan bir gevşeme durumundayken uyarana maruz bırakılarak fobiye duyarsızlaştırılır. Korku hiyerarşisinin öğrenilmesi tersine çevrildiğinde, kaygı yavaş yavaş söner.