<p>Yıl 1901.</p> <p>Aguste adında bir kadın Frankfurt&rsquo;ta bulunan bir akıl hastanesine kaldırılıyor. Aguste, del&uuml;zyonlar g&ouml;r&uuml;yor ve ge&ccedil;mişine ait hi&ccedil;bir şey hatırlamıyordu. Psikiyatr ve n&ouml;ropatolog olan Dr. Alois, Aguste&rsquo;un doktoruydu fakat onun i&ccedil;in nasıl bir yol izlemesi gerektiğini bir t&uuml;rl&uuml; kestiremiyordu. 1906 yılında Aguste &ouml;lene kadar doktoru onu izledi. &Ouml;l&uuml;m&uuml;n&uuml;n ardından post mortem tanı i&ccedil;in Dr. Alois&rsquo;in yaptığı otopside, Aguste&rsquo;un beyninde daha &ouml;nce hi&ccedil; g&ouml;r&uuml;lmemiş garip plak ve yumakların varlığı tespit edildi.</p> <p>Her hastalığın bir ilk vakası ve tanısının konduğu bir hikayesi vardır. Fakat Aguste&rsquo;un hikayesinde &ccedil;arpıcı olan bir nokta var; eğer Aguste şuan yaşıyor olsaydı bile 116 yıl &ouml;nce Dr. Alois&rsquo;in uyguladığı tedaviden daha fazlasını onun i&ccedil;in sunamayacaktık.</p> <p>Dr. Alois, doktor Alois Alzheimer&rsquo;dan başkası değildi. <strong>Alzheimer </strong>hastalığının isim babası olan Dr. Alois&rsquo;in hastası Aguste Deter ise Alzheimer hastalığının ilk teşhisi konmuş hastasıydı. Alzheimer&rsquo;ın nedeni, beyinde hangi b&ouml;lgeleri etkilediği, hangi kimyasal değişimlere sebep olduğu gibi konular&nbsp; da başka bir yazının konusu olsun.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Alzheimer, kalp hastalıkları ve kanserden sonra topluma ve hastalara hem maddi hem de manevi y&uuml;k&uuml;n en fazla olduğu &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; hastalık. Tarihte ilk olarak Dr. Alois&rsquo;in g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; o tuhaf plak ve yumakların &uuml;zerinden 116 yıl ge&ccedil;mesine rağmen beyindeki bu yapıların oluşumunu tamamen durdurmanın g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde bile m&uuml;mk&uuml;n olmadığı ger&ccedil;eğiyle y&uuml;zleşmemiz gerekiyor. Ancak moral bozmamalıyız; &ccedil;&uuml;nk&uuml; <strong>Alzheimer Hastalığ</strong>ı hakkındaki farkındalığımız arttık&ccedil;a kanser ve AIDS gibi, g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde &ccedil;eşitli antibiyotik, iğne, antretroviral tedavilerle en azından yavaşlatabildiğimiz bir hastalık haline gelmesini m&uuml;mk&uuml;n kılan bulgular var.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Yapılan araştırmalara g&ouml;re, 2050 yılında her iki kişiden biri Alzheimer hastası olacak. Bu da demek oluyor ki 2050 yılında belli yaş aralığındaki kişiler ya Alzheimer hastası olacak ya da Alzheimer hastası olan bir yakınının bakımıyla ilgilenmek durumunda kalacak. Alzheimer hastalarıyla ilgilenen kişilerde &uuml;stlendikleri b&uuml;y&uuml;k sorumluluğa paralel olarak &ouml;zellikle depresyon ve anksiyete bozukluklarına sıklıkla rastlanıyor. Bu durum da Alzheimer hastası ile ilgilenen kişileri &lsquo;&rsquo;<strong>gizli kurban</strong>&rsquo;&rsquo; haline getiriyor.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Alzheimer hastası olan bir kişi ile t&uuml;m g&uuml;n ilgilenmek; hastanın kaybolmamasını sağlamak, yemek, uyku, tuvalet ihtiyacı gibi yaşamsal ihtiya&ccedil;larının giderildiğinden emin olmak, aynı soruları defalarca yanıtlamak, &ccedil;eşitli del&uuml;zyonların yarattığı stresi hastayla birlikte yaşamak ve t&uuml;m bunların yanında bir zamanlar belki de t&uuml;m yaşamınızı paylaştığınız kişinin sizi artık tanımadığını g&ouml;rmek, bu istenmeyen bitişe g&uuml;nden g&uuml;ne tanık olmak demek. Hasta yakınlarının yaşadığı bu g&uuml;&ccedil;l&uuml;kler kaygı, stres, &ccedil;aresizlik, umutsuzluk, eve bağımlı hale gelmeyi de beraberinde getiriyor ve bunun sonucunda da <a href="https://www.psikologofisi.com/blog/depresyon-ve-anksiyetenin-az-bilinen-5-fiziksel-etkisi" target="_blank">depresyon ve anksiyete bozuklukları</a> yaşanıyor.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Unutmayın; &lsquo;&rsquo;gizli kurban&rsquo;&rsquo; lar ne kadar sağlıklı olur, Alzheimer hastalığıyla m&uuml;cadele eden yakınlarına ne kadar mutlu ve motive bir şekilde destek olurlarsa, bakımını &uuml;stlendikleri yakınları da bu zoraki yolculukta kendilerini sanki ıssız bir adada anlamlandıramadıkları olaylarla baş başa kalmış gibi hissetmeyeceklerdir. Depresyon ve anksiyete bozukluklarında &ldquo;mutluluk hormonu&rdquo; olarak da adlandırılan, serotonin adındaki hormonumuzun seviyeleri d&uuml;şer. B&ouml;yle durumlarda yardım istemekten &ccedil;ekinmeyin; kendinize ve diğer yakınlarınıza mutlaka zaman ayırın, gerekiyorsa sosyal hizmet kurumlarını araştırıp bilgi ve destek alın.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Hem kendinize ve hem de hastanıza nazik davranın. <strong>Alzheimer hastaları</strong>, sizin kim olduğunuzu, adınızı ve hatta y&uuml;z&uuml;n&uuml;z&uuml; saat başı unutabilir. Fakat, size karşı hissettiklerini, duygularını unutmayacaktır. Beynindeki snapslerin arasındaki bağlantılar koptuk&ccedil;a, kalbindeki hisler daha &ccedil;ok ortaya &ccedil;ıkacaktır. Hastanıza, sizden ka&ccedil; yaş b&uuml;y&uuml;k olursa olsun başta kolay olmasa da, bir &ccedil;ocukmuş gibi bakın. Rahat&ccedil;a uyum sağlayabileceği, basit bir yaşam ortamı sağlayıp, yapabileceği yeni hobiler bulmak i&ccedil;in denemeler yapın ve yanıt vermesine gerek olmayan k&uuml;&ccedil;&uuml;k sohbetlerle onu din&ccedil; tutmaya &ccedil;alışın. Giyinirken, &ouml;fke n&ouml;betleri ge&ccedil;irirken, &uuml;zerine bir de kendisini yavaş yavaş terk eden hafızası sizi bile tanımasına izin vermezken, sabırlı olun; &ccedil;&uuml;nk&uuml; bir g&uuml;n bug&uuml;nleri bile &ouml;zleyebilirsiniz.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Siz sağlıklı ve iyi olduğunuz s&uuml;rece, gerekli sabır, sevgi ve şefkatle yaklaşmanız Alzheimer hastası olan annenizin, babanızın, dedenizin veya b&uuml;y&uuml;k annenizin hastalanmadan &ouml;nceki sevgisini g&ouml;stermesine ve sizin o her şeyden &ccedil;ok &ouml;zlediğiniz sevgiyi hissetmenize olanak sağlayacaktır.</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Alzheimer Hastalığı&rsquo;nın</strong> tarih sahnesinde yalnızca bir anı olarak kaldığı, &uuml;mit dolu yarınlar dileğiyle&hellip;</p>
Henüz yorum yapılmadı