Çocuk Resimlerini Anlama Rehberi

İçindekiler


Biz insanlar güçlü hislere sahip olan ve bu hisleri çeşitli yollarla dışa vurmaya ihtiyaç duyan canlılarız. Diğer bütün canlılar gibi bizler de hissederiz ancak bizi diğer canlılardan ayıran şey bu duygu dışa vurumu için sanatı ve sanatın onlarca yolunu yaratma çabamızdır.

En eski duygu dışa vurum sanatı şüphesiz ki resimdir, ilk çağlardan bu yana çeşitli amaçlarla kullanılan bin bir çeşit figür, sembol ve anlamı olan resimler sayesinde eski insanların dahi iç dünyalarında eşsiz bir yolculuğa çıkabiliyoruz.

Konu ise çocuklar olunca, onları doğru anlama işi ebeveynlere düşüyor ancak elbette ki çocuğun çizdiği resmi analiz edip bir sorun olduğunu anlasa da her durumda tek başına bir çözüm üretemeyebilir ve bu tamamen doğaldır. Bu durumlarda bir ebeveynin yapabileceği en iyi ve önemli şey çocuğun resimlerini düzenli olarak takip ederek gerektiği durumlarda bir uzmana başvurmaktır.

Bu yazımızda, bir ebeveyn veya bir eğitmen olarak çocuğun resmini nasıl analiz edebileceğinizi, çocukların hangi durumları kağıda nasıl yansıttıklarını, hangi durumda uzmana başvurmanız gerektiği, başvurduğunuz uzmanların nasıl bir yol izleyeceği ve neden sizin analizinizden çok daha farklı olduğundan bahsedeceğiz.

Uzman kadromuz ile size destek ve yardımcı olmak için burada olduğumuzu hatırlatmak isteriz. Psikologofisi ile ister görüntülü ister sesli yapılabilecek online terapi seansları için bize ulaşabilir ve en kısa zamanda seanslara başlayabilirsiniz.

Çocuklar Neden Resim Çizer?

Yalnızca çocuklar değil aslında bütün bireyler iç dünyalarındaki sorun, belirsizlik ve hisleri dışa vurmak için resmi kullanırlar. Spontane gelişen resim yapma isteği, iç dünyamızın bazı şeyleri anlamlandırma çabası olabileceği gibi karşı tarafa aslında söyleyemesek de anlaşılmak istediğimiz anlamına gelebilir.

Çocuklar ise iletişim ve duyguları anlamlandırma konusunda yetişkinler gibi olmadıkları için, oyun veya resim gibi yollarla bizlere anlatmaya çalışır. Oyunda fazla soyut şeyleri anlatamayacakları için tercih edebilecekleri gibi tetikleyici durum karşısında nasıl davranacaklarını bilemedikleri için de resim çizmeyi ve renklendirmeyi tercih ederler.

Ebeveyn veya öğretmeni tarafından dikkatle takip edilmesi gereken çocuğun iç dünyasındaki durumu gerektiği zamanda uzmanlar aracılığıyla uygulanan oyun terapisinde de resim kullanılabilir ve en doğru analiz için projektif testlere hakim olunması gerekir.

Çocuklar Resim Yaparken Nelerden Etkilenir?

Çocuk resim yaparken etrafındakileri, iç dünyasındakileri, izlediklerini, duyduklarını ve sizin onlara okuduğunuz kitaplardan anladıklarını, hissettiklerini ve eksik olduğunu düşündüğü şeyleri düşünerek bunları bazı semboller aracılığıyla kağıda döker.

Çocuğun resimleri incelenerek yalnızca iç dünyası değil aynı zamanda etrafında memnun olmadığı, değiştirmek istediği durum ve olayları öğrenebileceğimiz gibi çocuğun bunlara karşılık ürettiği çözüm yolunu da görebiliriz.

Gelişimsel evrelerinin hangi basamağında olduğunu da anlayabileceğimiz gibi zihinsel gelişimini de anlayabiliriz.

Resmine Bakarak Çocukla İlgili Ne Gibi Bilgilere Sahip Olabiliriz?

  • Çocuğun gereksinimleri,
  • Bilinçaltı,
  • Fantezileri,
  • Duyguları,
  • İç dünyasında neler olduğunu,
  • Çatışmaları,
  • Fobileri,
  • Dünyayı algılaması, anlamlandırma ve yorumlama şekli,
  • Dünyaya ve hayata adapte süreciyle nasıl baş ettiği,
  • Kişiliğine özgü özellikleri,
  • Zihinsel gelişimi,
  • Becerileri,
  • Çevresi hakkındaki fikirleri,
  • Yakın ve uzak çevresiyle ilişkileri,
  • Etrafındakilerin ilişkilerini nasıl gördüğü ve bunun gibi daha birçok bilgiye sahip olabiliriz.

Çocuk Resminin Gelişimsel Evreleri Nelerdir Ve Bu Evrelerin Özellikleri Nelerdir?

Lowenfeld’in belirlediği çizgisel gelişimin beş basamağı ve her basamağın kendine has özellikleri vardır. Bir önceki basamakta sorun yaşandığı takdirde ilerleyen basamaklarda sorun teşkil edebileceği için bu durum çocukta gelişim problemi olduğuna işaret ediyor olabileceğinden böyle bir durumda mutlaka bir uzmana başvurmanız gerekir.

Karalama Dönemi (2-4 yaş)

  • İsviçreli psikolog Piaget’in sınıflandırmasına göre oyun ve alıştırma dönemi olarak da adlandırılır.
  • Çocuk henüz resim yapmanın ve bir şeyler çizmenin ne olduğunu farkında değildir, oyun olarak görür. İlk defa deneyimlediği için ilgisini çeker.
  • İlk karalama 10-12 ay arasında başlar ancak 18. ayda sağlıklı olarak başlar.
  • Çizimler bir şeyleri temsil etme amaçlı çizilmemiştir, motor itkilerine bağlı olarak keşif amaçlı yapılan rastlantısal karalamalardan oluşur.
  • Resim kendiliğinden oluşur, önemli olan çocuğun resme yüklediği anlamdır.

Kontrollü Karalama Dönemi

  • 2 yaş düzeyinde görülen döneme verilen addır.
  • El göz koordinasyonu henüz gelişmemiştir.
  • Çocuk gelişigüzel karalamalar yapar.
  • Amacı veya anlatmak istediği bir şey yoktur.
  • Yetişkinlerin kağıt ve kalem ile ilişkisini gözlemleyip taklit etmesiyle ortaya çıkardığı ilk çizgisi hoşuna gider çünkü bu onun için bir başarıdır.
  • Zamanla yetişkinler tarafından tanınabilecek çizgilere dönüşür.
  • 14.ayda organize olmayan, yatay ve dalgayı andıran çizgiler çizer.
  • 18.ayda çocuğun daha önce çizdiği yatay çizgiler dairesel şekillere dönüşmeye başlar.

İsimlendirilen Karalama Dönemi

  • 2-3 yaş döneminde görülür.
  • El göz koordinasyonu gelişmeye başlar.
  • Çocuk, artık yaptığı karalamaları gerçeklerine benzemese de kendince isimlendirir.
  • Aynı şekilleri tekrarlasa dahi her birini farklı adlandırabilir.

2 yaşından itibaren el göz koordinasyonunun da güçlenmesiyle karalamada azalma görülür ve çiçek, ağaç, insan (kocabaş/sadece kafa) gibi sade figürler gözlenmeye başlanır ve çocuk tarafından isimlendirilir.

3 yaşında insan çizimlerini arttırırlar ve çizdikleri insan figürü aslında kolları ve bacakları olan bir daireye benzer. Henüz resimlerinde gerçekçilik aranmaz, çizdiği uzuvlar gerçek yerlerinden farklı yerlerde resmedebilirler.

4 yaşına gelen çocukta artık görsel kontrolü gelişmeye başlamıştır. Dairesel insan figürüne ek olarak kolları, bacakları ve gövdeyi ekleyerek çöp adam çizmeye başlarlar. İnsan figürü çizmeyi en sevdikleri figürlerdendir.

Renkleri öğrenmeye başladıkları için artık resimlerinde de farklı renkleri kullanmaya başlarlar. Açık ve soluk renkleri tercih etmezler, kağıdın rengi kontrast yani zıt renkleri kullanmayı severler.

Bazı renklerin tekrarlanması ilerleyen yaşlarda psikolojik sorun işareti olarak kabul edilse de bu dönem içerisinde normal olarak değerlendirilir çünkü çocuk henüz yeni tanıştığı renklere çok da hakim olmaması doğal karşılanmalıdır.

Çizmeyi sevdiği herhangi bir figürü defalarca çizebilir ve bu endişelenecek bir durum değildir.

Çocuklarda 4 yaşına kadar yer çekimi algısı gelişmediği için bu dönemde kağıtta bir yer kavramı bulunmaz, kağıdı istediği gibi çevirip çizerler bu konuda gerçeklik algısı aranmamalıdır.

Bazı anneler ve babalar karalama aşamasında çocuklarına yardımcı olmaya, şekillerin nasıl çizildiğini öğretmeye çalışırlar. Bu ne yazık ki düşünülenden çok daha yanlış bir tutumdur ve duygusal kırıklığa bağlı olarak çocukların isteksiz ve güvensiz ruh haline bürünmesine neden olur. Çünkü karalama faaliyeti zaten başlı başına çocuğa zevk ve güven veren bir aktivitedir. Çocuk özgürce kendini ifade etme isteğinin kısıtlanmasından hoşlanmaz ve hayatının ilerleyen zamanlarında da bunun izlerine rastlamak mümkün olabilir.

Şema Öncesi Dönem (4-7 Yaş)

  • Çizilen figürlerin vücut oranları gerçek dışıdır, abartılı çizimler yaparlar.
  • Çocuğun resimleri duyguları yönetir.
  • Resimlerde tema vurgusu oluşur.
  • Uyumlu renkleri seçerek fark edilebilecek bir estetik yaratırlar.
  • Düşünceler büyük oranda öznellik içerir ve duygular egemendir.
  • Resimlerine hayal dünyalarını yansıtmaya başlarlar.
  • Bu dönemin en sevilen figürü olan insan figürünün en önemli kısmı kafanın bedenin üstünde resmedilmesidir.

4 yaşında bir çocuk, değer verdiklerini resminde büyük çizmeye meyillidir. İnsan figürüne dürtü kontrolü ile ilgili olarak boyun da eklemeye başlar. Resimlerinde kız ve erkeği ayırt etmeye yönelik aksesuar gibi ayrıntı çizimlerine başlarlar. Henüz yer olgusunu tam olarak anlayamadıkları için resimlerinde figürlerde yer olgusunu kullanmakta zayıftırlar.

5 yaşında gelen bir çocuk artık resim yapma etkinliğine başlamadan önce ne çizeceğini planlar ve bu yüzden de artık amaçlı resimler üretmeye başlar. 2 boyutlu beden algısı gelişimi göründüğü için röntgen yani saydam resim yapma eğilimi gösterir.

5 yaşında ve gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlamış bir çocuğun artık karalama dönemini ardında bırakmış olması beklenir ancak hala karalamaya devam ediyorsa çocuk yaş düzeyinin altında bir etkinlik yapıyor olarak kabul edilir ve beceri eksikliğinden ziyade gelişim sorunu olarak değerlendirilir.

Eğer 5 yaşından sonra beden ile kafa ayrı çiziliyorsa bu kritik bir durum olarak kabul edilir, öğrenme güçlüğü, zeka geriliği, organik bozukluklara veya ağır duygusal sorunları işaret ettiğinden dolayı mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.

6 yaşına giren çocuğun çevreyle ilişiği artmasının etkilerini resimlerine yansıtmasından da görmek mümkündür. Resimdeki figürlerin oranları artık daha gerçekçidir. Nesneler arasındaki bağlantıları seçme gücü vardır ve günden güne artar.

 Röntgen resim olarak da anılan saydam resim tekniğini kullanmayı severler, bu da nesnelerin içindekileri de çizmelerinden anlaşılabilecek bir durumdur. Mekan algısı gelişmiştir ve bunu resimlerinde de gösterir.

 Resimlerinde artık ‘toprak çizgisi’ unsuru vardır ve nesneleri toprak çizgisi üzerinde düzenlemeyi sever. Ayrıntılar eklemeyi sever ve figürleri çoğunlukla bir merkez çevresinde toplar. Resim kağıdını dağınık kullanmaz, bir düzeni takip eder.

Şematik Dönem (7-9 Yaş)

  • Görsel gerçeklik dönemi olarak da adlandırılır.
  • Kendine özgü bir bakış açısı geliştirmiş olan çocuk, bu bakış açısını baz alarak resim yapar.
  • Nesne ve kişilere verdiği duygusal anlam resme aktarılır.
  • Kavram biçimleri kesinlik kazanmaya başlar.
  • Çizgiler nesneleri sembol etmek amaçlı çizilir.
  • Önem verilenler büyük çizilerek gösterilir.
  • Çocuk için kağıt yer, hava ve gök olmak üzere üç bölümden oluşur.
  • İlk boşluk anlayışı yer çizgisinde kendini gösterir ve bu da çevrenin bir parçası olduğunu hissettiğini kabul ettiğini gösterir.
  • Resmi sıralı bir şekilde yapar ve bu sırayı kendi önem verdiği sıraya göre belirler.
  • Renk seçimleri gerçeğe yakın olacak şekilde yapılır.

Artık okula başlayan çocuğun hayatının büyük bir kısmının okul ve okul çevresinde geçmesinin de etkisiyle çocuk artık resimlerinde kendisinin çevredeki rolünü anlamaya yönelir. Resimlerinde çizdiği insan figürünün artık karakter belirten özellikleri de vardır ve bu özellikler kendi deneyimlediklerinden oluşturduğu şemalardan etkilenir. Çocuk, kendini çevresinin merkezinde olarak kabul eder ve deneyimlediği somut ilişkilerle oluşturduğu imgeleri işleyerek sembollere çevirir, gerçekleri aramaya yönelik resimler yapar.

Uzay ve mekan kavramları henüz gelişmemiş olan şematik dönemde olan bir çocuk genellikle karşılıklı duran nesneleri ters çizse de nesneler arası sağ – sol ve ön – arka gibi yön ilişkilerine dikkat eder.

İnsan figüründe detaylar artar. 7 yaşında cepheden çizilen insan figürü 9 yaşına doğru hareket kazanır ve çevre ile ilişkili olacak şekilde resme aktarır.

Gerçekçi Dönem (9-12 Yaş)

  • Bedensel ve psikolojik açıdan kritik bir dönemdir.
  • Çocuk gerçeği resmetmeye başladığı için hayal gücü ve yaratıcılık azalmaya başlar.
  • Toplumun bir parçası olduğunu her açıdan anlamıştır.
  • Yaşadığı kültür ve toplumun bazı zevk ve kalıplarına uyma kaygısı egemendir.
  • Bütünden ziyade detaylara önem verir.
  • Fantezi dünyasını kağıda aktardığı resimlere de rastlanabilir.
  • Resim bir kompozisyon etrafında şekillenir.
  • Renkler gerçeğe uygun seçilir.
  • Yakınlık ve uzaklık hataları yoktur.
  • Bu dönem çocuğun resimlerinin en rahat anlaşılabilen ve analiz edilebilecek dönemidir ancak ergenliğe yaklaşmış olan çocuk resmiyle ilgili konuşmaktan pek hoşlanmaz ve bundan kaçınabilir.

Görünürde Doğalcılık (Mantık) Dönemi (12-14 Yaş)

  • Objelerin orantıları, boyutları ve derinlikleri resme yansır.
  • Resimlerde gölge ve ışık oyunları gözlenebilir.
  • Renk kullanımı çeşitlenir.
  • Resimlere farklı bakış açılarından yararlanarak kendilerine has teknikler yaratmaya meyillidir.
  • Soyut şeyleri resimle adlandırma denemeleri yapılabilir.

Çoğu çocuk bir önceki dönem olan gerçekçi dönemden sonra resme olan ilgisini yeterince gerçekçi bulmama gibi sebeplere bağlayarak kaybetmeye başlar. Ergenlik döneminin ilk yılları olan bu dönemde resim yapmaya devam çocukların çoğu bu konuda yetenekli olduklarını düşündükleri ve elde ettikleri eserden tatmin oldukları için devam etmektedir.

Ebeveyn Olarak Çocuğumun Resimlerini Nasıl Analiz Etmelisiniz?

Eğer çocuğun resim yapma sürecini gözlemleme şansınız varsa hiç müdahale etmeden uzaktan veya yakından izleyerek başlayabilirsiniz, çocuğa kesinlikle müdahalede bulunmamalısınız aksi takdirde çocuk sıkılacağı veya baskı altında hissedeceği için resim yapma etkinliğinden kaçmak isteyecektir.

Çocuk, resmine başladığı andan bitirdiği ana kadar dikkat edilmesi gereken konular ise aşağıdaki gibidir.

  1. Çocuğun hangi gelişim döneminde olduğu

Çocuğun hangi yaş grubunda olduğu, becerilerinin kendi yaş grubuna ait becerileriyle uyuşup uyuşmadığını incelemek ilk adım olmalıdır. Eğer çocuğun becerileri ile yaş grubunun becerileri ile örtüşüyorsa acilen bir uzmana danışılmalıdır.

  1. Nasıl bir kalem kullanıldığı

Kurşun kalem gibi silinebilir kalemleri kullanmaması veya hiç kontör çizmeden direkt pastel boya gibi boyalarla boyamayı tercih ediyorsa çocuğun dürtü kontrolünde güçlük çektiğini anlamak mümkündür.

  1. Çizim sırası

Öncelikle kimi veya neyi çizdiği çocuğun dünyasındaki önemi anlatmakla beraber otoritenin kimde olduğunu düşündüğünü de bizlere gösterebilir.

  1. Çizim temposu

Çocuğun duygusal yoğunluğunu yansıtma şekillerinden biridir. Yoğun tempoda çizim veya boyama yapan bir çocuğun bir konuya öfke ve korku gibi yoğun duygular içerisinde olduğu öngörülebilir.

  1. Kağıda uygulanan baskı ve çizgiler

Kağıdı yırtarcasına sert bir kalem tutuşuyla resim yapan çocuğun öfke, kızgınlık, kin ve çatışma gibi yoğun, güçlü hisler içerisinde olduğunu, saldırgan dürtüleriyle baş etmekte zorlandığını ve hiperaktiviteyi gösterirken kalemi çok bastırmadan silik izler çıkaracak şekilde kullanması ince motor becerilerinde yetersizlik, hassasiyet, kırılgan yapı, özgüven problemleri, baskı, yanlış yapma korkusu gibi sebeplerin göstergesidir.

Çok ince çizgiler de güvensizlik, çekingenlik ve saldırganlık olarak yorumlanırken çok kalın çizgiler çocuğun dalgın olduğu şeklinde yorumlanır.

  1. Kağıdı tutuş şekli

Kağıdı dik tutarak çizen çocuk, çizdiği ile kendisi arasındaki ilişkiyi sertleştirmek ve detaylandırmak amacıyla bunu yapıyor kabul edilir. Fallik bir özellik katar. Kağıdın yatay olması ile çizilecek şey ile çocuk arasındaki ilişkinin daha uyumlu olduğuna işaret eder.

Bazı durumlarda önüne koyulan kağıdın pozisyonunu değiştirmeye eğilimlidir ve bu da aslında çocuğun bir baş kaldırış halinde olduğunu gösterir. ‘Ben senin istediğini değil, kendi istediğimi yaparım’ mesajı vermeye çalışıyor olarak yorumlanan bu durum otorite problemine işaret eder ve bir uzmanla görüşmenizi gerektirebilir.

  1. Kağıdın kullanım alanı ve resmin konumu

Çocuğun resim yaparken kağıttaki konumlandırması aslında kendisini dış dünyada nasıl konumlandırdığını ve hangi durumlara yatkınlığı olduğunu temsil eder.

  • Kağıdın ortasına çizmeyi tercih eden çocuklarda obsesif ve mükemmeliyetçilik eğilimi,
  • Kağıdın üst kenarlarına çizim yapmayı tercih eden çocuklarda görünür olma isteği ve yersiz özgüven olarak da tanımlanabilen alt platform aşağılık duygusu,
  • Kağıdın üst orta kısmına çizim yapmayı tercih eden çocuklarda iyimserlik ve hafiflik,
  • Kağıdın alt orta kısmına çizim yapmayı tercih eden çocuklarda karamsarlık, depresif ruh hali, ağırlık ve baskı altında hissetme,
  • Kağıdın sol kenar kısmına çizim yapmayı tercih eden çocuklarda regresif bağımlılığa gidiş ve dış dünyaya kapalılık yani içedönüklük,
  • Kağıdın sağ kenar kısmına çizim yapmayı tercih eden çocuklarda progresif, geleceğe yönelik tutum, bireyselleşme, ayrışma ve dış dünyaya yönelme isteği gözlenir.
  1. Çizilen figürlerin boyutu ve çocuğa mesafesi

Çocuğun özgüveni, dürtüselliği, neye önem verdiği, ne konuda eksik hissettiği ve daha birçok konuda bilgi verebilir. Sayfanın tamamını veya büyük çoğunluğunu kapsayacak kadar büyük yapılan resimler genellikle çocuğun iç kontrolünün zayıf olduğuna ve saldırgan özellikleri olduğuna işaret ettiği genellemesi yapılırken bazı içine kapanık çocukların daha güçlü ve aktif olma arzusunu bu şekilde resme yansıttığını da göz önünde bulundurmak gerekir. 

Minik figürler tercih ederek sayfanın yarısını veya yarısından fazlasını boş bırakan çocuklar içe kapanık, özgüven problemi yaşayan çocuklardır. Kendilerini yalnız, yardımsız, çaresiz ve desteksiz hisseden çocukların silik ve minik figürlerini değerlendirirken özellikle çocuğun çevresel ilişkilerini iyi değerlendirmeli, bu değerlendirmeye mutlaka gözlem de eşlik etmelidir. Çok nadiren rastlanılsa da aşırı hareketli veya dürtüselliği yüksek olan çocukların minik figür çizdikleri görülebilir.

Hiç çizilmeyen ögelerin ise çocuğun merak ettiği, emin olamadığı veya endişesinin kaynağı olma ihtimali oldukça yüksektir.

Çocuk kalabalık bir resimde birkaç sıra çizmişse, en önem verdiği kişileri ilk sırada resmeder. Kağıdın en soluna en çok önem verdiğini çizen çocuk, en sağa ise en az önemsediği kişiyi çizer. Kendisini nereye çizdiği de büyük bir önem taşır ve kendini en yakın hissettiği kişiyle yan yana veya yakın konumlandırır.

  1. Kullanılan renkler

Karalama dönemindeki çocuklar kağıt renginin zıttı olan parlak renkleri tercih eder ve bu durumun sebebi henüz renklerle tanışmamıştır, karalamalarında farklı renk kullanımı olmadığı için de bu boyuttu analiz edilecek bir durum yoktur.

 Şema öncesi dönemde renklerle yeni yeni tanışan çocuklar ise karalama dönemine göre estetik algıları daha gelişmiş olmasından kaynaklı olarak canlı gözüken ana renkleri (kırmızı, mavi ve sarı) tercih ederler. Renk ile nesne arasında bir bağlantı kurmazlar, gözlerine ne güzel gelirse onu seçerler.

Artık duygularını, iç dünyalarını ve hayal güçlerini kağıda dökmeye başladıkları dönemde oldukları için kullandıkları resimlerdeki renkler analiz edilebilmeye başlanabilir ancak çoğu zaman çocuğun tek amacı kendi estetiğini yaratmak olduğu için bu analizler yalnızca varsayım boyutunda kalır. Değerlendirme yapmadan önce çocuğun en sevdiği rengin ne olduğunu öğrenmek faydalı olabilir çünkü çocuklar genellikle sevdiği rengi kullanmayı tercih edebilirler.

Sık sık aile resmi çizen çocukların resimlerini analiz etmek isteniyorsa, aile fertlerinin sürekli aynı renkle boyanıp boyanmadığına dikkat edilmelidir. Eğer her seferinde aynı fert aynı renkle boyanıyorsa o zaman çocuk ile o fert arasındaki ilişki incelenmelidir.

Gri, kahverengi ve siyah gibi koyu ve soğuk renkler depresif durumların belirtisi olmasına ek olarak çocuğun agresif ve uyumsuz olduğu düşünülebilir.

Kırmızı renginin fazla kullanılması duygusal gerilim ve bulunduğu ortam içinde geçici kaygının olduğuna işaret ederken sürekli tercih ediliyorsa duygusal çatışma olduğu söylenebilir.

Lacivert ve mor gibi renklerin çokluğu düşük moral veya aşırı duyarlılığa işaret eder.

Mat renklerin çokluğu hassasiyete işaret eder ve eğer çocuğun tüm renk seçeneklerine erişimi olduğu halde belli başlı iki veya üç rengi kullanmayı tercih ediyorsa pasiflik, yorgunluk veya halsizlik söz konusu olabilir.

Çocuklar sevdikleri nesne ve kişileri sevdikleri renklerle, sevmedikleri nesne ve kişileri sevmedikleri renklerle boyamaya meyillidir. Genellikle ise kötü olarak adlandırdıkları veya sevmedikleri nesne ve kişileri siyah ile boyarlar.

  1. Çocuğun kendi resmine yaptığı yorum

Unutulmamalıdır ki resme yapılan yorumlar tek başına bir anlam ifade etmez çünkü bunlar yalnızca size ait varsayımlardır. Çocuğun yorumu resmin doğru analizinde en önemli ögelerden biridir çünkü o resmi çizen çocuk dışında hiç kimse orada neler olduğunu bilemez bu yüzden sizlere tavsiyem resimle ilgili çocuk bir şey demeden önce yorum yapmamanızdır.

Çocuk, çizdiği figürün sizin tarafından anlaşılmaması durumundan rahatsız olabilir ve iletişiminiz kötüleşebilir. Bu aşamada yapmanız gereken en önemli şey ise çocuğunuza resimle ilgili bu resimde ne olduğunu bana anlatmak ister misin gibi sorular sormaktır. Çocuğu sık boğaz ederek arka arkaya soru sormak ve çocuğu sorgu altındaymış gibi hissettirmemek adına resmedilenleri hikayeleştirebilir veya oyunlaştırabilirsiniz.

Her Çocuk Resminin Bir Anlamı Var Mıdır, Çocuğun Her Çizdiği Resmi Analiz Etmeniz Gerekli Mi?

Her resmin kesinlikle bir anlamı vardır veya yoktur diyerek kesin bir yargıyla cevaplamak zordur. Ancak çocuğa ne resmettiğini sormak, aranızdaki iletişimi güçlendireceği için yararlı olacaktır.

Sizi tedirgin eden bir çizimle karşı karşıyaysanız öncelikle bu figürlerin çocuğa nereden tanıdık olduğunu bulmaya çalışmanızı öneririm. Gördüğü bir film afişinden dahi etkilenip resmetmek istemiş olabileceğini göz önünde bulundurmanız gerekir, böyle durumlarda analiz etmeniz gereken bir şey yoktur. Ancak bu figürün çocuğun hayatında bir yerde karşısına çıkmadığını düşünüyorsanız bir uzmana başvurmanız faydalı olacaktır.

Ama unutmamalısınız ki size ürpertici gelen bir figür aslında çocuğunuzun içinde olduğu gelişim döneminin bir parçası olabilir, bununla ilgili bir fikir sahibi olmanız için hangi yaş grubunun hangi gelişim sürecine ait olduğunu ve bu sürecin neleri barındırdığına hakim olmanız gerekir.

Resim yapan çocuğa hiçbir şekilde karışmamalı, onu bir kalıba sokmaya çalışmamalısınız. Çocuğun resmine yansıttığı doğallığı bozmamanız gerekir aksi takdirde resim analizi yapmak imkansız hale gelebilir ve bu durum çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkiler çünkü kendini baskı altında hisseden çocuk içine kapanarak iletişim kurmayı daha da azaltabilir.

Genellikle analiz edilmesi gereken resimler, etkinliğin plansız başladığı resimlerdir çünkü iç dünyadaki bir patlamadan kaynaklanabilir ve böylece çocuğun bazı şeyleri iç dünyasında nasıl anlamlandırdığını, ondan nasıl etkilendiğini anlayabilirsiniz.

Çocuğunuz Ne Resmederse Bir Uzmana Başvurmanız Gerekir?

Çocuğunuzu yukarıda bahsettiğim gelişim dönemlerinden hangisinde olduğunu göz önünde bulundurarak değerlendirmeniz gerekir.

Örneğin çocuğunuz 5 yaşındaysa ve hala 2 – 4 yaş arasında olması gereken karalama döneminin özelliklerini gösteriyor, hala yalnızca karalama yapıyorsa veya insan figürü çizerken kafa ile vücut arasında boşluk bırakıyorsa bu endişe etmeniz gereken bir durumdur çünkü becerisel bir eksiklik değil gelişimsel bir eksikliğe işaret eder ve bir uzmanla olabildiğince çabuk bir şekilde iletişime geçmenizi gerektiren bir durumdur.

Gelişimsel dönemine uygun çizimlerle resim yapan ancak yine de sizi endişelendiren öge ve figür kullanan bir çocuk için de uzmana başvurabilir, çocuğunuzun iç dünyasında neler olduğunu, hayatta nelerde zorlandığını, nelere ihtiyacı olduğunu ve çok daha fazlasını öğrenebilir, çocuğunuza ihtiyacı olduğu profesyonel yardımı bir uzman aracılığıyla verebilirsiniz. İhtiyaç duyduğunuz uzmana ulaşmak için bizlerle iletişime geçerek online terapiye başlayabilirsiniz.

Yazar
Eren Artun Ergül Profil Fotoğrafı
Eren Artun ErgülPsikolog25 Ağustos 2022
Yorumlar
0/1500

Henüz yorum yapılmadı

Henüz yorum yapılmadı
En uygun fiyatlarla

Online Terapi