Şizofreni Hakkında Doğru Sanılan Yanlışlar

Şizofreni Nedir?

Şizofreni, duygu, düşünce ve davranış biçimlerini ciddi boyutlarda etkileyen, gerçek dünya ile hayaller arasındaki sınırları yok eden bir psikoz türüdür. Kişinin gerçekliği normal dışında yorumladığı ve gerçek olan ile olmayanı birbirinden ayıramadığı ciddi bir zihinsel bozukluk olan şizofreni günlük hayatın akışını tamamen bozan bir hastalıktır. Halüsinasyonlar, sanrılar ve düzensiz davranışları beraberinde getiren şizofreni ilerleyen durumlarda kişinin tamamen etkisiz hale gelmesine neden olabilir.  

Yapılan çalışmalar, şizofreni hastalığının ortaya çıkmasına tam olarak neyin neden olduğunu henüz tam olarak ortaya koyamamıştır. Bunun yanı sıra birçok araştırma, şizofreni hastalığının beyin kimyası ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesi sonucunda ortaya çıkabileceğini ortaya koymuştur. Beyin kimyasallarından olan ve doğal olarak oluşan dopamin ve glutamat adı verilen nörotransmitterler ile ilgili sorunların şizofreni hastalığının oluşmasında etkili olabildiği de araştırmalarla ortaya koyulmuştur. Şizofreni hastalarının beyin yapısı ve merkezi sinir sistemlerinde diğer insanlardan farklı sonuçlara da ulaşılmış; bu değişikliğin tam etkileri ortaya koyulamasa da şizofreninin bir beyin hastalığı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Beyin kimyasında yaşanan bu değişimlerin yanı sıra aile geçmişinde şizofreni hikayesinin bulunması, genç yaşta kullanılan psikoaktif ya da psikotropik ilaçlar ve doğum komplikasyonlarının da kişide şizofreni görülme ihtimalini artırdığı bilinmektedir.

Oldukça zorlu bir hastalık olan şizofreni için uygulanan sürecin hayat boyu devam ettirilmesi gerekir. Erken tanı ve tedavi, semptomların önemli ölçüde kontrol altına alınabilmesini sağladığı gibi kişinin hayat kalitesini de iyileştirir. Birçok kitaba, filme ve televizyon programına konu olmuş ve oldukça merak edilen bir hastalık olan şizofreni ile ilgili toplumsal bazı yargılar, yanlış inançlar ve doğru sanılan yanlışlar mevcuttur.

Biz de sizler için şizofreniyle ilgili doğru olduğu düşünülen 9 yanlışı inceledik…

Şizofreni çoklu kişilik bozukluğuyla aynı şeydir!

Şizofreni sıklıkla çoklu kişilik bozukluğuyla karıştırılan bir hastalıktır. Halbuki ikisi tamamen birbirinden faklı rahatsızlıklardır. Çoklu kişilik bozukluğunda (bölünmüş kişilik bozukluğu) birbirinden tamamen farklı kişilikler görülürken şizofrenide birbirinden tamamen farklı kişilikler görülmez. Yaygın olan bu inanışın aksine, şizofrenide kişilerin gerçeklik algıları bozulur, var olmayan sesler duyarlar ve görüntüler görürler. Ancak farklı kişilik özellikleri göstermeleri gibi bir durum söz konusu değildir. Her ikisi de oldukça zorlu hastalıklar olsa da birbirilerinden farklı nedenleri ve semptomları olan durumlardır.

Şizofreni hastaları genellikle tehlikeli ya da vahşidir!

Şizofreni birçok filme ve kitaba konu olmuş bir hastalıktır. Ancak filmlerin ve televizyon programlarının yarattığı en büyük yanlış algılardan biri de sorunlu katil karakterinin genellikle şizofreni olarak lanse edilmesidir. Oysa gerçek hayatta durum kesinlikle böyle değildir. Her ne kadar zaman zaman beklenmedik davranışlar gösterseler de uzman desteği gören şizofreni hastaları vahşi ya da tehlikeli değillerdir. Zamanında teşhis edilen ve destek sürecine başlanan şizofreni tamamen geçmese bile kontrol altında tutulabilir. Şizofreni, ancak doğru yöntemler uygulanmadığı, madde kullanımı gibi farklı durumlarla birlikte görüldüğü noktada tehlikeli olabilir. Ancak bu durumda dahi şizofreni hastaları zarar verebilir algısı tam olarak doğru değildir.

Şizofreninin nedeni kötü ebeveynliktir!

Şizofreni henüz nedeni tam olarak bilinemeyen bir hastalıktır. Yapılan bilimsel çalışmalar dahi bu hastalığın nedenini ortaya koyamamışken kötü ebeveynliğin, özellikle de annelerin bu konuda suçlanması tamamen toplumsal bir yargıdır. Hastalığın ortaya çıkmasında genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin bir arada rol alabileceğini belirten uzmanlar beynin yapısal ve işleyiş süreçlerindeki farklılıkların da hastalığa yol açabileceğini ortaya koymuşlardır. Hamilelikte yetersiz beslenme gibi beyin gelişimi üzerinde etkili olabilecek toksin ya da virüslere maruz kalmak gibi doğum komplikasyonları şizofreni üzerinde etkili olabilir. Ancak birçok farklı psikolojik hastalığa neden olabilen yanlış ebeveynlik şizofreninin nedeni değildir.

Ailenizde şizofreni olan varsa siz de şizofrensiniz demektir!

Şizofreninin ortaya çıkışında genlerin rolü olduğu ya da aile geçmişindeki şizofreni hikayelerinin etkisi doğrudur ancak bu otomatik olarak sizin de şizofreni olacağınız anlamına gelmez! Uzmanlar, ebeveynlerden birinde şizofreni rahatsızlığı olan çocuklarda şizofreni görülme riskinin %10 olduğunu belirtiyorlar. Daha fazla aile üyesinde hastalığın görülmesi çocukların da şizofreni olma riskini artırır. Ancak sadece ailede şizofreni hastalığının görülmesi çocukta da kesin görüleceği anlamına gelmez. Şizofreninin ortaya çıkması için birçok farklı faktörün bir araya gelmesi gerekir.

Şizofreni hastaları zeki değildir!

Şizofreni hastalığı olan kişilerin öğrenme, hafıza ve dikkat süreçlerinde hastalığa sahip olmayan kişilere göre daha fazla zorlandıklarını gösteren bazı araştırmalar var. Ancak bu şizofreni hastalarının zeki olmadığı anlamına gelmez! Aksine, tarihte iz bırakmış, birçok yaratıcı ve zeki kişinin de şizofreni hastalığına sahip olduğunu biliyoruz. Örneğin; Rus balet Vaslav Nijinsky, yaşam öyküsü ülkemizde “Akıl Oyunları” ismiyle vizyona giren filme de konu olan Nobel ödüllü ünlü matematikçi John Nash, dünyanın en zeki insanı olarak kabul edilen fizikçi Albert Einstein’ın oğlu Eduard Einstein bu isimlerden yalnızca birkaçı. Hatta bu nedenle, günümüzde psikoz ve yaratıcılık arasındaki genetik bağlantıyı araştıran birçok araştırma da mevcut. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için, ortalamadan daha zeki olduğunuzu gösteren 7 şaşırtıcı işaret başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.

Şizofreni hastalarının yeri akıl hastanesidir!

Psikolojik hastalıkları olan kişilerin akıl hastanelerine hatta hapishanelere kapatıldığı orta çağdan günümüze yaşanan bilimsel gelişmelerle birlikte psikiyatri alanında da oldukça fazla şey değişti. Şizofreni hastalığıyla ilgili bilgi birikimi arttıkça daha az kişinin uzun dönemde yatılı tedaviye ihtiyaç duyduğunu görüyoruz. Günümüzde, şizofreni hastalığına sahip birçok birey tedavilerine hastane dışında devam ederek aileleriyle ya da kendilerini destekleyen sosyal çevreleriyle birlikte yaşayabiliyorlar.

Elbette şizofreni hastalarının evde yaşamı zaman zaman zor olabilir. Şizofreni kadar ciddi bir zihinsel bozuklukla baş etmek hem hasta olan kişi hem de çevresi için hiç kolay değildir. Bu durum ile baş edebilmek için hem kişinin hem de çevresindeki kişilerin hastalık hakkında bilgi edinmesi gerekir. Şizofren hakkında bilgi edinmek hem tedavi planına sadık kalınmasını hem de çevrenin süreci daha iyi idare etmesini sağlar.

Şizofreni hastaları iş bulamaz!

Şizofreni hastalığının doğası gereği her gün mesaiye gidilmesi gereken bir iş bulmak hastalığa sahip olmayan kişilere göre daha zor olabilir. Ancak doğru psikolojik destek yöntemleri ve rehabilitasyon yöntemleriyle şizofreni hastaları da kişisel yetkinliklerine uygun işlerde çalışabilirler. Kişinin şizofreni olması sürekli bakıma ihtiyaç duyduğu, evden çıkamayacağı ya da hayatına devam edemeyeceği anlamına gelmez. Hem doğru psikolojik destek yöntemleri hem de çevrenin etkisiyle kişinin kendi sınırları içinde yaşamını devam ettirmesi her zaman mümkündür.

Şizofreni hastaları tembeldir!

Şizofreni hastalığına sahip kişiler için giyinmek, banyo yapmak gibi günlük kişisel ihtiyaçlarını karşılamak zor olabilir ancak bu, kişilerin tembel oldukları anlamına gelmez. Birçok psikolojik hastalıkta olduğu gibi şizofreni durumunda da kişinin günlük hayatın akışına uyum sağlaması zorlaşır ve çok temel ihtiyaçlarını bile karşılama aşamasında sorun yaşayabilir. Ancak bu durum karşısında hiçbir şey yapmamak yerine hayatın devamlılığı için yardım istemek aslında iyiye işarettir. Psikolojik destek alan kişilerle ilgili doğru sanılan yanlışlarda yazımızda da bahsettiğimiz gibi yardıma ihtiyaç duymak bir zayıflık ya da tembellik göstergesi değil aksine problemlere çözüm üretebilen “cesur” bireyler olduğunuzu gösterir!

Şizofreni hastalığı tedavi edilemez!

Her ne kadar şizofreniyi henüz tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da şizofreni tedavi edilebilen bir hastalıktır! Uzmanlar; doğru ilaç, psikoterapi ve sosyal destek yöntemleriyle hastalık belirtilerinin büyük ölçüde önlenebildiğini ve şizofreni hastalarının yaşama aktif katılım göstererek üretken hayatlar yaşayabildiklerini belirtiyorlar.

Uzmanlarımız ve platformumuz hakkında daha fazla bilgi edinmek için 15 dakikalık ücretsiz seanslarımıza başvurabilirsiniz.

Yazar
Avatar
Eren Artun ErgülPsikolog31 Temmuz 2017
0/1500
Yorumlar

harika

16 Şubat 2020