<p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">’<i>Değersizlik duyguları yaşayan bir insan ilişkilerinde tutarsızdır. Bazen üstünlüğünü kanıtlamak amacıyla insanlarla yoğun bir ilişkiye geçer, kendisini eksiksiz ve yetersiz bulduğu zamanlarda da onlarla karşılaşmamaya çalışır.</i>’ demiş Engin Geçtan, '<strong>İnsan Olmak</strong>' adlı kitabında.</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Bebeklikten itibaren ona bakım veren birincil ebeveyni ile arasında oluşan veya oluşamayan güven duygusu, bireyin gelecekteki pek çok insan ilişkisinde karşısındakiyle oluşturduğu bağlanma türlerinin temelini oluşturur. Bu bağlamda yapılan bir araştırma sonucu buna bağlanma teorisi denilmiştir.</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Bağlanma teorisi, psikolog Mary Ainsworth ve John Bowlby tarafından geliştirilmiştir. İlk olarak bebeğin duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması ebeveyni(anne) ile bebek arasında güven bağı oluşmasını sağlar. Tam tersi durumlarda ise (bebeğin ihtiyaçlarının karşılanmaması, ilgisizlik ya da bunlarının yapımındaki tutarsızlıklar)&nbsp; tahmin edilebileceği üzere bebeğin güven duygusu zedelenir.</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Bu araştırmaya göre yaşamın en başlarından itibaren olmak üzere inşa edilen bağlanmanın kalitesi bebeklikten yetişkinliğe bireyin kurduğu bütün ilişkileri etkiler.</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Kişinin kendini nasıl tanımladığı; çevresini algılayış biçimini, seçimlerini, olaylarla baş etme şeklini, arkadaşlık ilişkileri ve romantik ilişkilerini etkiler.&nbsp;</span></p><h2 id="baglanma-turleri" name="baglanma-turleri"><span style="font-family:Arial,sans-serif;font-size:16pt;"><strong>BağlanmaTürleri&nbsp;</strong></span></h2><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Bağlanma türleri psikolog Mary Ainsworth tarafından güvenli bağlanma, kaçıngan-güvensiz bağlanma, kaygılı-güvensiz bağlanma olmak üzere 3 farklı şekilde tanımlanmıştır. Ancak ilerleyen yıllarda Main ve Solomon tarafınan dördüncü bir bağlanma türü daha tanımlanmıştır. Bu da darmadağın-güvensiz bağlanmadır.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">"<i>Ebeveynleriyle güvenli ilişkisi olan çocuklar daha emin ve daha yeteneklidir; ikisiyle de güvenli ilişkisi olmayan çocuklarda bu durum asgari düzeydedir; biriyle güvenl ilişkisi olup diğeriyle olmayanlar arada kalmışlardır.</i>" <i>John Bowly, Bağlanma</i></span></p><h2 id="guvenli-baglanma" name="guvenli-baglanma"><span style="font-family:Arial,sans-serif;font-size:16pt;"><strong>Güvenli Bağlanma&nbsp;</strong></span></h2><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Hedeflenen bağlanma türüdür. Çocuk anne babasının (ya da onu yetiştiren sorumluluğunun onda olduğu kişiler) yanlarında olduğunu (bebeklikteki emzirme ve yenidoğan bebeğin babanın göğsüne verilmesi ile başlayan temaslar güzel birer örnektir), verdiği tepkilere karşılık bulabildiğini, temel iletişim çağında anlaşılabileceğini gördüğünde ve bunu hissettiği zaman güvenli bağlanma gelişir.</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Güvenli bağlanma ilişkilerinde, anne babalar çocuğun kendini rahat hissettiği alanlarının dışına çıkmasına izin verir&nbsp;(Konforlu alan genelde anne babalar için daha konforludur. Örneğin çocuğun kumda oynaması çamurda oynamasından daha az zorluk çıkarır ebeveynler için.) fakat çocuk güven duyma veya rahatlık arayışıyla konfor alanına geri döndüğünde ona istediği güveni vererek rahatlamalarını ve iyi hissetmelerini sağlarlar.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Çocuk bu şekilde olumsuz duygularını açıklayabileceğini, anne babasının onun ihtiyaçlarını görüp giderdiğini ve yardıma ihtiyaç duyduğunda birinin onun yanında olacağını öğrenir. Bu şekilde yetişen çocuklar biriyle nasıl güvenli bağ kuracağını öğrenirler ve kendileriyle de çok sağlıklı bir benlik yapısı geliştirebilirler.&nbsp;</span></p><h2 id="kaygili-guvensiz-baglanma" name="kaygili-guvensiz-baglanma"><span style="font-family:Arial,sans-serif;font-size:16pt;"><strong>Kaygılı-Güvensiz Bağlanma&nbsp;</strong></span></h2><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Anne baba çocuğun ihtiyaçlarını ara sıra karşılarsa kaygılı-güvensiz bağlanma şekli ortaya çıkar. Çocuğun temel bakım ve korunma istekleri bazen vardır bazen yoktur. Çocuk anne babasına ihtiyaç duyduğu anlarda yanında olacaklarına emin olamaz, güvenemez. Yani güvenlik duygusu konfor alanından çıktığında (bazen içindeyken dahi) yok olacak gibi gelir.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Bu sebeple mümkün olabilecek en fazla yakınlıkta anne babasının yanında durur ve hiçbir yere ayrılmaz. Onların yakınında olduğu için ödüle layık olduğunu düşünen, beklentili, yapışkan bir çocuk olur. Karşılaştığı sorunlarla ilgili çok fazla tepki vererek anne babasının ilgisini çekebilmeyi hedefler.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Bu bağlanma türünde tahmin edememe durumu olması günün sonunda ailesine her daim muhtaç, sinirli ve güvensiz olur.</span></p><h2 id="kacingan-guvensiz-baglanma" name="kacingan-guvensiz-baglanma"><span style="font-family:Arial,sans-serif;font-size:16pt;"><strong>Kaçıngan-Güvensiz Bağlanma&nbsp;</strong></span></h2><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Ebeveynlerden biri çoğu zaman çocuğunun gereksinimlerini karşılamakta hatta kabul etmekte bile zorlanabilir. Çocuğun sorunlarını gidermektense onun duygularını ya da somut problemleri küçümsüyor, isteklerine karşılık vermiyor ve çocuğun zorlanması doğal durumlarında dahi yardımcı olmuyor olabilir. Bu da kaçıngan-güvensiz bağlanmaya sebep olur.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Bu yüzden çocuk anne babasından yardım istemenin kendisi için işe yaramayacağını öğrenir. Günün sonunda anne baba yardımcı olmayı bırak kendi problemleriyle ilgili beklentiye bile girebiliyordur. Bu bağlanma türünde çocuk sadece kendisine güvenmeyi, etraftan beklentiye girmemeyi, yardım istemenin manasız olduğunu öğrenir. Duygularını da aynı sebeplerden dolayı saklama eğilimindedir.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">İsminden de anlaşıldığı gibi bu bağlanma türüne sahip bir çocuk anne babasından gerek duygusal gerek fiziksel olarak kaçınır. Onlardan gelecek ilgiyi reddetmese de bununla ilgili bir beklentisi olmaz</span></p><h2 id="darmadagin-guvensiz-baglanma" name="darmadagin-guvensiz-baglanma"><span style="font-family:Arial,sans-serif;font-size:16pt;"><strong>Darmadağın-Güvensiz Bağlanma&nbsp;</strong></span></h2><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Bu bağlanma türünde anne babalar değişik davranışlar sergiler. Çocuklarını korkutabilirler, komik duruma düşürebilirler ya da dışlayabilirler. Bu şekilde davranış sergileyen anne babalarda çoğunlukla ortaya çıkartılmamış geçmiş bir ruhsal örselenme görülür. Çocukları onların yakınındayken ona ilgi vermekten çok onun varlığından korku duyarlar ve kaygı seviyeleri artar. Bu bağlama türünde diğer üçünden farklı olarak herhangi bir düzen yoktur.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Diğer üç bağlanma türünde de çocuğun bir şekilde öğrendiği ve yaşamında uyguladığı bir bağlanma türü ortaya çıkar bu bağlanma türünde çocuk her durum ve kişi için farklılık gösteren tutumlar sergileyebilir. Anne babasının ona bakmasını istemeyebilir onlara karşı saldırgan olabilir.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">‘’<i>Annesinin ayrıldığını gördüğünde itiraz eden ve izlemeye kalkışan bir çocuğa annesinin nerede olduğu ve dilediğinde ulaşabileceğini bilmesi sağlandığında kendi başına oynamaktan gayet mutlu olmaktadır</i>.’’ <i>John Bowlby, Bağlanma</i></span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Çocukluk bağlanma şekilleri; yetişkinlerin kurdukları ilişkilerde, onların nasıl davrandıklarını ve ne hissettiklerini fazlasıyla etkileyebilir. Bebeklik çocukluk evresinde güvenli bağlanmayla büyümüş olan erişkinler hayatlarında genellikle doğru, iyi ilişkiler kurarlar. Duygularını paylaşmakta zorlanmaz dürüstçe kendilerini ifade edebilirler. Karşısındaki bireyin yardımı duyar ve kucaklayıcı davranabilirler. Bu kişiler diğer insanların </span><a style="text-decoration-line:none;" target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://www.psikologofisi.com/blog/iliskide-guven-sorunlari-nasil-asilir"><span style="color:#1155cc;font-family:Arial,sans-serif;">güvenilir</span></a><span style="font-family:Arial,sans-serif;"> olduğunu düşünürler. Kendilerini de sevilmeye layık görürler.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">İletişerek yakınlık kurmaktan çekinmezler aksine buna doğal bir eğilimleri bile vardır. Kurdukları ikili ilişkilerde empati yetenekleri yüksek olduğu için karşısındaki bireyin hislerinden ve duygularından kendilerini bağımsız görmezler. Sorumluluk alırlar ve problemleri çözmeye yönelik adım atmaktan geri durmazlar. Bu çözümü bulmaya çalışırken hem karşı tarafın hem de kendinin istek ve ihtiyaçlarını yok saymayarak ortak bir payda bulmaya özen gösterirler. Yani ne bencillerdir ne de kendi hislerini yok sayarlar.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Kaygılı güvensiz bağlanma ile büyüyen ’yapışkan’ çocuklar birer yapışkan yetişkin olurlar. Bu kişiler kurdukları ilişkilerde çok daha fazla beklentiye girerler ve fazla sahiplenicidirler. Kurmaları gereken alma verme dengesiyle ilgili hep tereddüt yaşarlar. Ya çok verici ya da çok az verici olmakla kendi kendilerini durmadan sınarlar. Karşıdakinin sevgisine ihtiyacı olduğunu bilirler ama bunu hak etmediğini düşünürler. Ya karşısındakini kendinden uzaklaştırmamak için çabalarlar ya da benim ona muhtaç olduğumu bilmemeli güdüsüyle uzak tutmaya çalışırlar. Bir ilişkinin içinde kendilerini tanımlamaya önem gösterirler ve ilişkinin kendilerini kurtaracağını, tamamlayacağını düşünürler.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Dışlanmanın ufacık bir belirtisine bile çok duyarlı olduklarını düşünürler. Herhangi bir konuyu kişisel algılamaya eğilimlidirler. Eşleriyle oluşacak bir problemde terk edilme korkusu içerisinde oldukları için genelde sessiz kalırlar. Bu da genelde de görüldüğü üzere başka zamanlarda </span><a style="text-decoration-line:none;" target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://www.psikologofisi.com/blog/10-adimda-ofkenizi-kontrol-etmenin-yollari"><span style="color:#1155cc;font-family:Arial,sans-serif;">öfke</span></a><span style="font-family:Arial,sans-serif;"> patlaması olarak geri döner. Bu kişiler genellikle ilgi ve temas bağımlısıdır. Beklentileri hep bu yöndedir. Eşlerinden ayrı kalmakla ilgili büyük </span><a style="text-decoration-line:none;" target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://www.psikologofisi.com/blog/kaygiyla-basa-cikmanin-yollari"><span style="color:#1155cc;font-family:Arial,sans-serif;">kaygılar</span></a><span style="font-family:Arial,sans-serif;"> yaşadıkları için tıpkı temelinde anne babaya olduğu gibi eşlerine de bağımlılık gösterirler ve yanlarından ayrılmak istemezler. İlişkilerinin bitmesiyle ilgili olabilecek herhangi bir duruma çok fazla tepki gösterirler ve genelde ilişkilerindeki bu aşırı bağlanma ilişkinin bitmesine sebep olur.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Kaçıngan bağlanma tipini öğrenen kişiler bir ilişki kurmaktan kaçıyor olabilirler. Farklı sebeplerle olsa da bu tip bağlanmaya sahip kişiler de tıpkı kaygılı bağlanma türündeki kişiler gibi genellikle karşılarındakileri kendinden uzaklaştırmaya eğillimlidir. İlişkilerinde karşısındaki kişiyi küçümsemeye yatkındırlar. Ya da tam zıddı olacak şekilde onlardan korkuyor da olabilirler. Her koyun kendi bacağından asılır mantığıyla hareket eden bu bireyler sadece kendilerine güvendikleri için bir başkasına güven duymakta oldukça fazla zorlanabilir. Buna bir kılıf olarak da romantik ilişkilere zamanları olmadığı veya böyle bir şeyin yoksunluğunu çekmediklerini savunabilirler.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Bütün bu duvarlardan sızan kişiyle kurulacak bir ilişki sonrasında ise 'Ben daima özgür olmalıyım(kendilerine), ben hep özgürüm (karşıya)’ sinyalleri verirler. Oluşabilecek herhangi bir aksilikte çekip gitme fikrine çok yatkındırlar. Karşısındakinin duygularıyla empati kurmazlar ve bu hisler için kendilerinde bir sorumluluk ya da hata görmezler. Çatışma durumunda sessiz sakin bir hayattan başka bir isteklerinin olmadığını belirtirler. Her sorunda oturup konuşmanın mantıklı olmadığını düşünürler.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Bu kişiler yakınlaşmaktan ve birine derin duygular beslemekten fazlasıyla korkarlar. Muhtemel eşleriyle aralarına sınırlar koyarlar. Eşlerinden madden ve manen bir şeyler daima saklarlar. Onların duygularını pek fazla önemsemezler, bencillerdir. Düzenli ilişkiden ziyade alelade ilişkiler yapmaya yakındırlar. Fakat tüm bunlar olurken de daima eski ilişkilerini özlerler. O ilişkileri yüksek mertebede görür ve özlemini duyarlar.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Darmadağın güvensiz bağlanma sahibi bireyler, daha çok ruhsal sorun yaşadıkları gibi kendileriyle ilgili de bilgisizdir ve kendilerini yönetmekte zorluk çekerler. İlişki kurma sırasında ise ya çok soğukturlar ya çok sıcak. Sosyal hayatlarında antipatik davranışlar sergilerler ve bununla ilgili geriye dönük bir özeleştiri de yapmazlar.&nbsp; Baskıcı, bencil ve sorumsuz kişilerdir.&nbsp;</span></p><h2 id="baglanma-turlerinin-sonuclari" name="baglanma-turlerinin-sonuclari"><span style="font-family:Arial,sans-serif;font-size:16pt;"><strong>Bağlanma Türlerinin Sonuçları&nbsp;</strong></span></h2><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Çocuklukta öğrenilen bağlanma biçimleri yetişkinlikte kurduğumuz ilişkilerimizi elbette etkilerler fakat bizler sosyal birer varlık olduğumuz için yaşamın her anında bağlanma türlerinin her biriyle maruz kalır onunla ilgili zihnimize birr şeyler işleriz. Yani temelinde anne babasından güvenli bağlanma yoluyla yetişmiş bir kişinin yetişkinlikte kurduğu her ilişkisinde ya da ilişkisinin her anında doğru davranışlar sergilemesini beklemeyiz.&nbsp;</span></p><p><span style="font-family:Arial,sans-serif;">Kaygılı, kaçıngan veya darmadağın bağlanma biçimleriyle yetişmiş kişiler de ilkokuldan üniversiteye yaşamın her anında yeni biçimlere tanıklık ederler ve öğrenmeye devam ederler. Düzgün bir ilişki kurabilmenin yolu her daim düz ilerlemeyebilir. Birey kendini geliştirmeye, iyileştirmeye açıklığının devamı çok önemlidir. Kişi iyi olmaya alışkın olmayabilir, iyi olmaya niyetli olması yeterlidir.</span></p>