Depresyon ile Mücadele Eden 16 Dünya Starı Kadın

Depresyon ve anksiyetenin semptomlarını kendimizde görmeye başladığımızda korkuyla panikleyerek ne yapacağımızı bilemez bir hale bürünürüz. Psikolojik rahatsızlıklara karşı duyulan önyargı sebebiyle de çevremizden hatta kendimizden yaşadığımız bu semptomları saklama eğiliminde oluruz. Fakat deneyimlediklerimizi paylaşmak bize olumlu yolda ilerlemede büyük fayda sağlar.

Biz de sizler için yaşadıkları depresyon ve anksiyete ile zor zamanlar geçirmiş olan 16 ünlünün deneyimlerini ve tavsiyelerini listeledik.



Depresyon İle Mücadele Eden Dünya Starı Kadınlar

Brooke Shields

Doğum sonrası depresyonu yaşadığınızı düşünüyorsanız ya da bu depresyona yol açabilecek başka bir rahatsızlığınız olduğunu biliyorsanız vakit kaybetmeden yardım alın! Hislerinizi görmezden gelmeyin ve utanmayın... Proaktif olmak her zaman faydalıdır. Doğum sonrası depresyon kolaylıkla tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır ve bu durumla mücadele edebilmenize yardımcı olacak birçok yöntem mevcut. Bu konuda kendinizi geliştirip duygularınızla ilgili konuşabilmeniz oldukça önemli. Nadiren hiçbir hasara sebep olmadan kendiliğinden geçebilir. Unutmayın, doğum sonrası depresyonu kontrolünüz dışında gerçekleşir.”

Down Came the Rain, Mayıs 2005


Kate Moss

“17-18 yaşlarındaydım. Marky Mark ve Herb Ritts ile çalışmaya başlayacakken sinir krizi geçirdim. O anda sanki ben, ben değildim. İri yapılı olan bu çocukla çalışmaya başladığım için kendimi tamamen berbat hissediyordum. Hiç sevmemiştim. 2 hafta yataktan çıkmadım. Öleceğimi düşünüyordum artık. Sonra doktora gittim ve “Sana Valium verebilirim” dedi. Fakat Tanrıya şükürler olsun ki Francesca Sorrenti bana “Bu ilaçları kullanmayacaksın!” dedi. Yaşadığım aslında sadece anksiyeteydi. Kimse sizin mental olarak iyi ve sağlıklı olup olmamanızla ilgili değil. Yapmanız gerekeni yapmanız için çok büyük bir baskı görüyorsunuz. Gerçekten küçük olduğum zamanlarda Steven Meisel için çalışacaktım. Oldukça da ilginç bir iş deneyimi oldu. İş çıkışında sizi kocaman bir limuzinin alıp eve bıraktığını hayal edin... Hiç hoşlanmamıştım. Ama bu benim işimdi ve yapmak zorundaydım.”

Vanity Fair, October 2012

 

Princess Diana

“Kimsenin, hiçbir zaman konuşmak istemediği doğum sonrası depresyonu nedeniyle iyi değildim ve oldukça zor bir dönemden geçiyordum. Sabah uyandığınızı ve yataktan kalkmak istemediğinizi, kimsenin sizi anlamadığını ve kendinizi çok çok bitkin hissettiğinizi düşünün… Bu ailede depresyon yaşayan ya da bu konudan açıkça bahseden belki de ilk kişiydim. Bu elbette korkutucuydu çünkü eğer daha önce böyle bir şeyi hiç görmediyseniz nasıl destek olabilirsiniz ki?... Bu durum insanlara harika bir koz vermiş oldu- Diana dengesiz biri ve Diana’nın mental sağlığı yerinde değil. Ve ne yazık ki bu etiket yıllarca üzerime yapıştı.
“ Kimse sizi dinlemediğinde, ya da siz kimsenin sizi dinlemediğini hissettiğinizde birçok şey olmaya başlar. Örneğin içiniz o kadar acı dolar ki bu acı nedeniyle kendinize zarar vermeye çalışırsınız çünkü aslında yardım istiyorsunuzdur, ama yardımı yanlış yerde arıyorsunuzdur! İnsanlar sırf medya önünde olduğunuz için aslında ilgiye ihtiyacınız olmadığını, göz yaşlarınızın timsah gözyaşları olduğunu, yalnızca ilgi çekmek için bu şekilde davrandığınızı düşünür. Ancak aslında gerçekten ağlıyordum, çünkü bir eş, bir anne, Wales prensesi olarak görev ve sorumluluklarıma devam edebilmek için iyileşmek istiyordum. Bu nedenle evet, kendimle çelişiyordum. Kendimi sevmiyordum, kendimden utanıyordum çünkü baskılarla mücadele edemiyordum”

BBC1 Panorama Interview, 1995

 

Kristen Bell

“ On sekiz yaşımdayken annem ‘ Eğer bir şeylerin yolunda gitmediğini, çevrende sanki hiç gün ışığı yokmuş gibi ve korkudan paralize olmuşsun gibi hissedersen kendine şu şekilde yardımcı olabilirsin” dedi. Bu nedenle özellikle annemle bu konu hakkında her zaman açık ve dürüst bir diyalog kurabildim ve bunun için minnettarım. Çünkü bu durumla başa çıkabilmelisiniz. Demek istediğim, oldukça neşeli, dışa dönük bir insan gibi görünüyorum ama aslında bunun için çok çalışıyorum. İçime döndüğüm, kendimi sorguladığım birçok zaman oluyor. Anksiyete ve depresyon ile mücadele edebilmek için çok küçük yaşlarımdan beri ilaç kullanıyorum. Ve bundan kesinlikle utanmıyorum çünkü eğer bu şekilde hissetmeye başlarsam kendime nasıl yardımcı olabileceğimi öğrenmek için bir doktorla, bir psikologla görüşmem gerektiğini annemden öğrendim. Ve eğer kendinize yardımcı olmak için ilaç kullanmayı seçerseniz, insanların sizi bu nedenle küçük düşürmeye çalışabileceğini unutmayın. Diyabet hastası bir kişinin insülin kullanmayı reddettiğini asla görmeyiz. Ama nedense, eğer kişi serotonin inhibitörüne ihtiyaç duyuyorsa mutlaka bir problemi vardır. Bilmiyorum, bunun her zaman konuşmaya fırsat bulamadığım ama konuşmaktan da asla utanmadığım büyük bir çifte standart
olduğunu düşünüyorum”.

Off Camera With Sam Jones, April 2016

 

Anna Wintour

“ Mental sağlık alanının insanların konuşmaktan utandığı bir alan olduğunu düşünüyorum… İnsanlar bir şekilde bu alan ile ilgili konuştuklarında kendilerini ebeveyn olarak hayal kırıklığına neden olmuş, çocukları için bir utanç kaynağı olmuşlar gibi hissediyorlar ancak mental sağlığın kesinlikle konuşmamız gereken bir konu olduğuna inanıyorum. Özellikle 15-16 yaşlarından 20’li yaşların sonuna kadar olan dönemde ( yetişkin gibi göründüğümüz, insanların bizi yetişkin sandıkları dönem) aslında içimizde hala çocuk kalıyoruz."


Mara Wilson

“Hayatım boyunca kaygılı bir insan oldum. Uzun süredir anksiyete sorunları yaşıyorum, obsesif-kompulsif bozukluğum var ve hayatımın büyük bir bölümünde depresyon le mücadele ettim hala da ediyorum. Kaygılı bir çocuktum ve aslında hala kaygılı bir yetişkinim. Keşke birileri bana kaygılı olmanın sorun olmadığını, hayatım boyunca sürekli bununla mücadele etmem gerekmediğini söylemiş olsaydı. Aslında sürekli savaşmak durumu olduğundan daha da kötü hale getiriyor.
Yaşadığınız anksiyeteyi uzaklaştırmaya çalışmak, korkudan korkmak aslında... Ve, depresyonda olmakta yanlış bir şey yok. Ve ayrıca… bu romantik bir şey değil. Depresyonda olmak zorunda değilsiniz. Yardım alabilirsiniz. Çevrenize sorunlarınızdan bahsedebilirsiniz. Ayrıca anksiyete yaşıyor olmak ve bu durumla sürekli mücadele ediyor olmak işleri sadece daha kötüye götürüyor. Geçmişe baktığımda keşke anksiyete ile savaşmak yerine depresyon ile mücadele etseydim diyorum. Anksiyete ile yüzleştiğinizde, onun aslında yalnızca vücudunuzun verdiği bir yanlış alarm olduğunu anladığınızda çözüme yaklaşabiliyorsunuz. Ancak bu şekilde üstesinden gelebilirsiniz. “

Project UROK, April 2015


J.K. Rowling

“ Sanırım gençlik dönemimden beri depresyona bir eğilimim var. Yirmi beş ile yirmi sekiz yaş arasındaki dönem ise benim için oldukça karanlıktı. En kötü tarafı duygularınızın, hatta bir gün kendinizi daha iyi hissedeceğinize dair ümidinizin olmayışı. Özellikle de daha önce böyle bir şey yaşamamış birine yaşadıklarınızı tarif etmek o kadar zor ki çünkü hissettiğiniz şey üzüntü değil.
Üzüntünün ne olduğunu biliyorum, üzüntü kötü bir şey değil. Sizce de öyle değil mi? Ağlarsın ve yeniden hissedersin. Ama hissedemiyor olmanın yarattığı o soğuk, içi boş yokluk hali.. Asıl ruh emici işte bu. Gidip yardım almama sebep olan kızımdı…” 

The Oprah Winfrey Show, October 2010


Gloria Steinem
 

“ Sinirlendiğimde ağlardım, sonrasında ise ilk başta neden sinirli olduğumu bile hatırlayamaz hale gelirdim. İlerleyen zamanda bu durumun aslında kadınlar arasında ne kadar yaygın olduğunu keşfettim. Öfke “kadına yakışmadığı” için duygularımızı bastırıyoruz, ta ki taşana kadar. Sesimi duyurmaya çalışmamamın annemi üzdüğünü görebiliyordum. Bu, depresyonun aslında içe dönük öfke olduğunu, bu nedenle kadınların depresyona yakalanma oranının iki kat daha yüksek olduğunu anlamamı sağlayan ilk ipucuydu.“

My Life on the Road, October 2015



Aparna Nancherla
 

“ Depresyonun tıpkı kafanızın içinde yer kaplayan bir kiracı gibi, ne kadar uzaklaşırsanız uzaklaşın gitmek bilmeyen bir misafir gibi olduğu yerde durduğunu söyleyebilirim. Her ne kadar üretkenliğimi ve içinde bulunduğum ruh halini olumsuz yönde etkilese de düşünce tarzıma ve espri anlayışıma katkılarının olduğunu da söylemeliyim. Depresyonun bir mükemmeliyetçi için nadir olumlu taraflarından biri de başarısızlığı çok fazla dert etmemeniz, yalnızca hazır olmanız ve başkalarıyla iletişime geçmeniz bile başlı başına bir başarı sayılabilir aslında..” 

Splitsider, March 2016


Amy Tan
 

“Buna neden olan her ne ise, sanırım her zaman orada olacak. Belki intihara meyilli bir annem oluşu ya da hayatımda olan diğer olaylar… Birçok insan gibi ben de antidepresanlara karşı temkinliydim.
Depresyon için ilaç kullanmadan, farklı yöntemlerle de iyileşebileceğini düşünüyordum. Ayrıca beni zihinsel olarak hiçbir şeyin etkilemesini istemiyordum. Ama şu anda yaşadığım değişim inanılmaz! Eğer zamanında annem de antidepresan kullanmış olsaydı ne kadar farklı bir çocukluğum olabileceğini düşünmeden edemedim!..."

Time, March 2001


Elizabeth Gilbert

“ Ormanda kaybolduğunuzda kaybolduğunuzu anlamanız biraz zaman alabiliyor. Bu zamanın çoğunda kendinizi aslında kaybolmadığınıza, eve dönmenizi sağlayacak patikanın yolunu her an bulacağınıza inandırmakla geçiyor. Ardından yine gece oluyor ve siz nerede olduğunuz hakkında hiçbir fikriniz yokken aslında gerçekten kaybolduğunuzu, güneşin hangi taraftan doğduğunu göremeyecek kadar yönünüzü kaybettiğinizi kabul etmeye çalışıyorsunuz. Depresyonla hayatım uğruna savaşıyormuş gibi savaştım ve gerçekten de öyleydi… o bitmeyen hıçkırıkla öylesine savaştım ki… Bir gece o eski kanepemin her zamanki köşesinde yine kendime acıyan düşünceler ve gözyaşları içinde “ Bu sahnede değiştirebileceğin bir şey var mı Liz?” diye sorduğumu hatırlıyorum. Ve yapabildiğim tek şey, hala hıçkırıklarım devam ederken oturma odasının ortasında ayağa kalkmak ve tek ayak üzerinde durmak oldu. Yalnızca kendime kontrolü tamamen kaybetmediğimi, tek ayak üstünde de dengemi kaybetmeden histerik bir vaziyette ağlayabileceğimi hatırlatabilmek istiyordum.“

Eat, Pray, Love, February 2006

 

Miley Cyrus

“ Depresyon, insanların aslında konuşmak istemediği bir konu. Çünkü depresyonda olmakla ilgili nasıl konuşabileceklerini bilmiyorlar- aslında üzgün hissetmek tamamen normal. Ben de kendimi gerçekten depresyonda hissettiğim zamanlardan geçtim. Öyle ki, kendimi odama kilitlediğim için babam odamın kapısını kırmak zorunda bile kaldı. Böyle hissetmeme neden olan birçok şey vardı, örneğin ciddi cilt problemleri yaşıyordum ve bu nedenle zorbalığa uğradığımı düşündüğüm birçok zaman oldu. Ama hiçbir zaman başkalarının söyledikleri nedeniyle depresyonda olmadım, sadece depresyondaydım. Ve herkes birileriyle konuşmaktan faydalanabilir. Ben en büyük ilaç karşıtlarından biriyim ama bazı insanlar ilaca ihtiyaç duyar, benim de ihtiyaç duyduğum zamanlar oldu. Birçok insan benim nankörlük yaptığımı düşünse de durum aslında öyle değildi, elimde değildi. Konuşmaktan çekindiğim fazla konu yok ve evrenin sahip olduklarımı insanlara yardımcı olmam, onlara olmadıkları biri gibi davranmak, mutlu taklidi yapmak zorunda olmadıklarını hatırlatmam için verdiğini biliyorum.
Sahte mutluluktan daha kötü bir şey yoktur.”

Elle, April 2014

 

Sarah Silverman

“ Depresyonu ilk defa 14 yaşımdayken deneyimledim. Bir okul gezisinin dönüşünde otobüsten iniyordum. Korkunç bir geziydi, o dönemde ne yazık ki yatağımı ıslatıyordum, bu nedenle uyku tulumum içinde alt bezi oluyordu- Kocaman, utanç verici bir sır işte… Hani bir dakika iyisinizdir ardından “ Aman Tanrım, kesin nezle oluyorum!” dediğiniz anlar vardır ya.. Tam da böyleydim.
Sadece bu grip üç yıl boyunca devam etti! Hayata bakış açım değişti. Sınıfın şaklabanıyken hayatı bambaşka biçimde gördüğüm bir hale geldim. Arkadaşlarımla zaman geçirmek istemiyordum, aylarca okula gitmedim ve panik ataklar yaşamaya başladım. Los Angeles’ta ki insanlar “panik atağı” sıradan bir şeymiş gibi günlük hayatlarında oldukça sık kullanıyorlar ama çoğunun gerçek anlamını bildiğini sanmıyorum. Her nefesiniz bir yük oluyor. Ölüyorsunuz. Öleceksiniz. Bu çok korkutucu. Ve ardından panik atak sona erdiğindeyse depresyon hala orada oluyor. Bir keresinde üvey babam bana “ Bu nasıl bir his?” diye sordu ve ben “ Evde olduğum halde ümitsizce ev özlemi çekmek gibi” diye yanıt verdim.” 

Glamour, October 2015

 

Kerry Washington


Terapist görüşmesinden bahsederken.

“ Bunu kamuya açık olarak söylüyorum çünkü bence mental sağlık konusundaki önyargıları kaldırmak gerçekten önemli… Beynim ve kalbim benim için çok önemli. Neden bunlar için de sağlıklı dişler istediğimde alacağım yardım gibi bir yardım almamam gerektiğini anlamıyorum. Dişçiye gidiyorum. Neden psikoterapiste de gitmeyeyim?”

Glamour, April 2015


Kristen Stewart
 

“ 15-20 yaşlarım arasında durum gerçekten ciddiydi. Sürekli kaygılıydım. Bir anlamda kontrol delisiydim. Eğer bir şeyin nasıl sonuçlanacağını bilmiyorsam ya kendimi hasta ediyordum ya odama kilitliyordum ya da sınırları zorlayacak şekilde kendimi hapsediyordum. Bir noktada sadece boş veriyorsunuz ve kendinizi hayatınıza odaklıyorsunuz. Sonunda bunu başardım ve artık hayattan çok daha fazla zevk alıyorum. Genç yaşımda oldukça zor bir deneyim yaşadım, bunu kendime ben yaptım aslında- ama sonunda çok daha güçlü olarak çıkmayı başardım. Daha önce sahip olmadığım bir sebat yeteneğine sahibim. Hani sert bir biçimde yüzüstü düşersiniz ve bir sonraki düşüşünüzde; ee sonra? Daha önce de yüzüstü düştüm..” diyebilmenizi sağlayan türde...”

Marie Claire, August 2015


Cara Delevingne
 

“ Bu konuşmayı çok tercih etmediğim bir konu ama aslında benliğimin büyük bir parçası. Ortada hiçbir neden yokken devasa bir depresyon, anksiyete, kendime karşı nefret hissiyle dolmuştum. Öyle ki kafamı ağaçlara vurup kendimi bayıltmak istiyordum. Hiçbir zaman kendimi kesmedim ama derimi kanatacak kadar şiddetli kaşınmalarım oldu. Yalnızca moleküllerime ayrılmak ve birinin beni uzaklara süpürmesini istiyordum. Eğer oyunculuk yapmak istiyorsam okulu bitirmem gerektiğini biliyordum ama öyle bir haldeydim ki sabahları uyanmakta bile zorlanıyordum. En kötüsü de şanslı bir kız olduğumu, bunu yaşamaktansa ölmeyi tercih edeceğimi biliyordum…Kendinizi öyle suçlu hissediyorsunuz ki bu düşünceleriniz için.. Öylesine bir kısır döngü ki.. Sanki, bu şekilde hissetmeye hiç hakkım yokmuş gibi… Ardından kendinize biraz daha saldırmaya devam ediyorsunuz…”

Vogue, July 2015
Siz de Dünyaca ünlü bu 16 kadının neler yaşadığını daha derinden anlamak isterseniz  “Mutsuzluk Hastalığı: Depresyon” başlıklı yazımıza göz atmak isteyebilirsiniz.

Kaygılarınızla yaşamak zorunda değilsiniz! Psikologofisi.com’da dilediğiniz bir psikolog ile görüşebilir ve psikolojik destek alabilirsiniz.

Yazar
Avatar
Eren Artun ErgülPsikolog27 Mart 2019
0/1500
Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı

Henüz yorum yapılmadı