Sadakatsizlik: Bir İlişkinin Dönüm Noktası mı, Sonu mu?
- Sadakatsizlik Nedir?
- Sadakatsizlik Belirtileri Nelerdir?
- Davranışlarda Belirgin Değişiklik
- Duygusal Değişiklikler
- Sadakatsizliğin Psikolojik Temelleri
- Özgüvensizlik
- Duygusal ihmal
- Yenilik Arayışı
- Bağlanma Şekilleri
- Kişilik Sorunları
- İhtiyaç ve Beklentilerin Sadakatsizliğe Etkileri Nelerdir?
- Sadakatsizlik Travmasından Sonra İlişkide Güvenin Yeniden Kurulması
- Sadakatsizliği Affetmek Mümkün Mü?
- Bireysel ve Çift Terapilerinin Sadakatsizlikten Sonra İyileşme Üzerindeki Etkileri
- Sadakatsizlğin Öz Saygıya Etkileri
- Sadakatsizliği Önleme Stratejileri Nelerdir?
- Erkek ve Kadınlarda Sadakatsizlik
- Kadınlar neden aldatmaktadır?
- Erkekler neden aldatmaktadır?
- Aldatmaya verilen tepkilerde kadın ve erkek grupları arasında farklar gözlemlenmiştir.
Günlük hayatta sıkça karşımıza çıkan aldatma ve sadakatsizlik kavramları aynı şeyi mi tanımlar?
Gelin bu kavramlara daha yakından bakalım…
Kadın ve erkek arasındaki ilişkilerde “aldatmak” ve “sadakatsizlik” kavramları genellikle
farklı iki anlam taşır.
Sadakatsizlik; bir kişinin romantik ilişkisinde eşinden habersiz başka bir kişiyle duygusal,
fiziksel, bilişsel ya da sosyal bir bağlantı kurması olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla eşten habersiz başkaları ile de herhangi türden bir paylaşım ve etkileşim içinde bulunma ile kendisini gösteren sadakatsizlik, genellikle partnere yalan söylemeyi içerir.
Bireyler, sadakatsizliklerini saklamak için yalan söyleyebilir ya da sahte davranışlarda
bulunabilirler.
Sadakatsizliğin doğal sonucu genellikle aldatma olup, bu yalanlar ya da yanıltıcı hareketlerle ortaya çıkar. Basitçe ifade edersek, sadakatsizlik bir eğilim veya davranış biçimi iken, aldatma bu davranışın sonucudur. Sadakatsizlik, bir ilişkide sorun yaratmanın yanı sıra güçlü duygusal tepkilere de sebep olabilir.
Sizler için hazırladığımız bu içerikte iki kavramı da daha yakından tanıyacağız. Keyifli okumalar…
Sadakatsizlik Nedir?
Bireyler arasındaki yakın ilişkide sadakatin derecesi, aralarındaki bağın kuvvetini belirler.
İlişkide sadakat duygusu ne kadar güçlüyse, oluşturdukları bağ da o kadar sağlamdır.
Ancak, bu sadakati zedeleyen durumlar zaman zaman ortaya çıkabilir. Sadakatsizlik, ilişkinin tarafları dışındaki başka biriyle kurulan duygusal veya fiziksel bağlantı olarak tanımlanır. Bu bağlantının ortaya çıkardığı yalanlar ve davranışlar ise aldatma kapsamına girer.
Şöyle bir örnekle daha somutlaştırabiliriz; Eşten habersiz başka biri ile görüşmek sadakatsizlik, başka biri ile görüşebilmek için eşi kandırmak ise aldatmaktır.
Sadakatsizlik ve aldatma, birbirinden farklı iki kavramdır. Sadakatsizlik, bir ilişkide yaşanan bir seçimken, aldatma bu seçimin sonucu olarak tanımlanır. Sadakatsizliğin ardındaki seçim, aldatmanın kaçınılmaz sonuçlarına yol açar .
İnternetin yaygınlaşması, yakın ilişkilerde yeni sorunların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Özellikle evliliklerde partnerlerin artan internet kullanımı, ilişkide sorunlara sebep olmaktadır. Akıllı telefonların varlığı ev içi iletişimi sınırlarken, beraber geçirilen kaliteli zamanı da azaltmaktadır. Eşler arasındaki doğrudan iletişimin sanal ortama kayması, evliliklerin sağlam temellere dayanmamasına neden olabilir.
Son dönemlerde karşımıza çıkan “sanal aldatma” kavramı, fiziksel temassızlıkla internet üzerinden yaşanan bir aldatma biçimidir. Evli bireylerin arkadaşlık veya erotik içerikli sitelerde aktif olmaları ya da bu platformlarda cinsel ya da duygusal iletişimde bulunmaları sanal aldatma kapsamında değerlendirilir ve bu durum ilişkilere zarar verebilir.
Sadakatsizlik Belirtileri Nelerdir?
Kişiden kişiye ve çiftler arasındaki paylaşımlara göre her ilişki için farklılık gösterse de; bazı yaygın sadakatsizlik belirtilerini sizler için derledik;
Davranışlarda Belirgin Değişiklik:
Gizli sosyal medya hesapları, açıklanmayan harcamalar, başkalarına ait özel eşyalar, şifreli mesajlar ve bilinmeyen numaralardan gelen cevapsız çağrılar gibi; eskiden rastlanmayan ancak son zamanlarda sıkça karşılaşılan değişiklikler bazı noktalarda sadakatsizliğin belirtileri arasında yer alabilir. Ayrıca partnerin değişen alışkanlıkları, cinsel ve fiziksel yakınlıktan kaçınması ve yalanlar söylemesi belirtiler arasındadır. Fakat bu belirtilerin yoğun ve sürekli olması gerekir.
Duygusal Değişiklikler:
Bütün bu davranışsal ipuçlarına ek olarak aldatan partner sinirli, çabuk öfkelenen, aşırı tepkisel bir halde olabilir. Örneğin kendisine yapılan bir sürpriz bir ziyarete karşı aşırı tepki verip kızabilir. Ya da sürekli dalgın ve düşünceli bir ruh halinde olması da görülebilecek bir
duygusal değişiklik belirtisidir. Ek olarak aldatan kişi partneri ona dokunduğunda yabancıymış gibi tepki verip irkilebilir. Partneri sürekli suçlama ve eleştirme girişiminde bulunabilir.
Sadakatsizliğin Psikolojik Temelleri:
Sadakatsizliğin pek çok farklı psikolojik temeli olabilir. Bireyin ilişki anlayışı, bireysel
özellikleri gibi farklı etkenlerin birleşmesi ile ortaya çıkabilir. Bu etkenler:
Özgüvensizlik
Kendine güveni olmayan, kendisini yetersiz gören bireylerde dışarıdan gelen ilgi ve onay ihtiyacı ortaya çıkabilir. Kendisini ispatlamaya, görünür kılmaya çalışabilir. Kendisini partnerine karşı yetersiz hisseden biri, başka birinin ilgisini çekebildiğini ve birileirne yetebildiğini görme ihtiyacı duyabilir.
Duygusal ihmal
Patnerleri ile istediği iletişimi kuramayan bireyler bu boşluğu başka kişiler ile doldurmaya çalışabilir. İlişki içerisinde takdir görmediğini, sevilmediğini, ihmal edildiğini, saygı görmediğini, görünmez olduğunu, değer görmediğini hisseden öz güvensiz bir birey; kendisini saygı görmeye, sevilmeye, değer görmeye, birileri tarafından görünür olmaya değer bir birey gibi hissetmek için farklı insanlardan bunları görmeye ihtiyaç duyabilir.
Şey gibi; ‘eşim bana saygı duymuyor ve ilgilenmiyor, ama değersiz ve çirkin olduğum için değil bu; öyle olsaydı bu kişi de benimle ilgilenmez ve beni beğenmezdi. Oysa eşim dışındakiler beni beğeniyor, öyleyse ben değerliyim, sadece eşim bunun farkında değil’.
Yenilik Arayışı
Uzun süreli ya da kişinin monotonlaştığını düşündüğü ilişkilerde bireyler yeni bir heyecan arayışına girebilir. Sadakatsizliği hayatlarına yeni bir haz katmanın bir yolu olarak düşünebilirler.
Bağlanma Şekilleri
Kaygılı ve kaçıngan bağlanma türlerine sahip olan kişiler de ilişkilerde kendilerini rahat ve güvende hissedemeyebilirler. Bunun sonucu olarak başka kişilerde çözümü arayabilirler.
Çünkü bu türden bağlanma problemi olan kişiler, ilişki ciddiye gittikçe panik duygusuna kapılır ve kendilerini bir şekilde durdurarak bu gidişatı engellemeye çalışabilirler.
Kişilik Sorunları
Narsist olan bireylerdeki sürekli beğenilme ve ilgi ihtiyacı; ilişkilerindeki güven
dinamiklerini etkileyebilir.
İhtiyaç ve Beklentilerin Sadakatsizliğe Etkileri Nelerdir?
Kişilerin ilişkide duydukları ihtiyaç ve beklentiler karşı tarafa bir sorumluluk yüklemektedir ve bazı insanlar bu durumdan kaçma eğiliminde olabilir. Ya da bu durumun tam tersi olarak bir ilişkiden beklentisi karşılanmayan birey, beklentilerini başka kişilerde karşılamaya çalışabilir. Tüm bu durumları bazı temel beklentiler ile açıklamaya çalışalım. Bir düşünelim, ilişkilerin çoğunda ilişkiye dair temel beklentiler nelerdir?
- İletişim Eksikliği: Sağlıklı iletişim bir ilişkinin mihenk taşlarından biridir. Partnerler kendilerini birbirine rahat ve açık bir şekilde ifade etmeli aynı zamanda karşılıklı olarak birbirlerini dinlemeyi bilmelidirler. İletişimde yaşanılan bu kopukluk çiftin birbirini anlamasında sorunlar ortaya çıkarır. İlişkiden beklentilerini karşılayamayarak hayal kırıklığına uğramasına neden olabilir. Anlaşılamadığını düşünen insanlar, kendilerini anlayabilen insanlarla iletişimde olmaya meylederler.
- Güven: Eğer bir ilişkide kişi partnerine karşı şüphe ile yaklaşıyor ve ona karşı güven duyamıyorsa ilişkide bağlanma sorunu yaşayabilir ve kendi sadakatini ve karşısındakinin kendisine vermediği güven ile bu sadakati hak edip etmediğini sorgulayabilir.
- Cinsellik: Cinsel beklentilerin de sadakatsizlik üzerinde etkileri olabilir.
- Duygusal İstekler: insanlar romantik ilişkilerinde duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasını beklemektedir. Partneri tarafından sevildiğini ve saygı gördüğünü hissedemeyen kişiler bu ihtiyaçlarını başka kişilerden karşılamaya ve hala kıymetli olduklarını kendilerine kanıtlamaya çalışabilirler.
Sadakatsizlik Travmasından Sonra İlişkide Güvenin Yeniden Kurulması
Sadakatsizlik travması ilişkinin temellerini sarsabilir ve derin yaralar oluşturabilir.
Aldatıldığını öğrenen bir birey, bunun sonucu olarak kendisinde kusurlar aramaya meyledebilir. Hayatta en değer verdiği kişi tarafından değersiz bulunduğunu fark ettiğinde değer görmeye layık olmadığına inanabilir ve kendisine olan saygısını yitirebilir. Gelecek ikili ilişkilerinde ise istemsiz olarak aşırı sorgulayıcı, kontrolcü ve güvenmekte zorlanan biri haline gelebilir. Herhangi bir travmanın çözülmeden öylece akışa bırakılması, kişide ileriye dönük bazı düşünce ve davranış kalıpları miras bırakarak hayat kalitesini etkileyebilir.
Bu güven duygusunu yeniden oluşturmak gerekmektedir. Bu güç olsa da imkansız değildir. Bu durumda özenli olunması gerekmektedir. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken bazı
durumlar şunlardır:
- Sabırlı olun
Eğer ilişkinize devam etmek niyetindeyseniz; İlişki içerisinde yaptığınız hataların farkında olarak partnerinize karşı sabırla yaklaşın. İhanetin suçlusu tabii ki siz değilsiniz, bunu tek başınıza üstlenmek acımasızca olur. Ancak ilişkinizde nelerin eksik olduğunu ve partnerinizin hangi ihtiyaçların tatmini için buna yöneldiğini tanımaya çalışmak ve ilişkinizi daha sağlam temellere oturtmak zaman alacaktır.
Şunu da belirtmekte fayda var ki; eğer ilişkiye devam edecek olursanız bu davranışı neden affettiğinizi açıkça konuşmanız, bu eylemin sizi ne kadar yıprattığını belirtmeniz ve ilişkiye devam etme sürecinde zorlanıyor olsanız bile, ilişkide değişmesi gereken dinamiklerin değişmesi ile bir şans daha verebileceğinizi düşündüğünüzü söylemeniz önemlidir.
Eğer sadakatsizliğinin öylesine affedildiğini hissederse, kişi bunun ilişkide bir tabu olmadığını düşünerek bu eylemi tekrarlamaktan çekinmeyebilir. Bu sebeple bu eylemin sizin için çok yıkıcı olduğunu, ilişkinizi yeniden gözden geçirerek nelerin farklı olması gerektiğine beraber karar vermeniz ve bu süreçte ikinizin de bunları iyileştirmek için çaba göstermesi gerektiğine ve ilişkiye bu motivasyon ile devam ediyor olduğunuza değinmeniz iyi olabilir.
Affettikten sonra, alakasız başka olaylarda bu hatayı tekrar tekrar önüne koymamalı ve ‘bunu yaptın ama seni affettim’ diye hatırlatarak ‘bunları yaptığımda bile affediliyorum’u körüklememelisiniz.
- Açık iletişim ilişkideki önemini unutmayın
Partnerlerin duygu ve hislerini karşılıklı olarak açıkça ifade etmesi çok önemlidir.
Sadakatsizliğin nedenleri ve ilişkilerden beklentiler hakkında karşılıklı konuşulmalıdır. Her türlü beklenti, beklentiyi karşılayabilecek olma durumu ve mevcut hayal kırıklıkları ve bunlar için neler yapılabileceği dürüstçe konuşulmalıdır. Karşıdakinin kendiliğinden anlamasını beklemek yanlış anlaşılmalara ve boşuna yorulmalara sebep olabilir. En doğrusu açık ve dürüst iletişimdir. Anlamaya çalışmak veya anlaşılmayı beklemek yerine açıkça sormak ve açıkça söylemek hem çok daha işlevsel, hem kolaylıktır.
- Geçmişi geçmişte bırakabileceğinize emin olun, yapabilecekseniz devam edin
İlişkinize ikinci bir şans verildiyse geçmişteki hataların sürekli gündeme gelmesi, ilişkinizi güçleştirir. Her iki tarafın da geçmişteki hatalara takılı kalmadan şu ana odaklanmaları
gerekmektedir. Şu da var ki; ısıtıp ısıtıp önüne koyabileceğiniz kusurları karşıdaki kişide ‘böyle hatalarım var fakat yine de benden gitmiyor’ hissini güçlendirerek hata yapma konusundaki cesaretini arttırabilir. Affettiğiniz hataları tekrar konu etmemek önemlidir.
- Partnerinizle birlikte ilişki dinamiklerini belirleyin
Güvenin yeniden oluşması için partnerler ilişkiden beklentileri ve isteklerini açıkça ifade etmeli ve gerekirse bunlara uygun olarak yeni sınır ve kurallar belirlemelidir.
- Profesyonel yardım almak için ilk adımı atın
İlişkideki bu travma ile başa çıkmak için profesyonel bir yardım almak gerekebilir.
Böylece bu süreci daha sağlıklı bir şekilde ilerletebilirsiniz. Yaşadığınız hayal kırıklığının ileriye dönük kalıcı düşünce kalıpları edinmenize ve hayatınızı etkilemesine izin vermemek için yapabileceğiniz en güzel adım, bir profesyonelden psikolojik destek almak olacaktır.
Affedip ilişkiye devam etmeye karar vermeniz halinde alabileceğiniz çift terapisi de, psikoloğun her ikinizle de ayrı ayrı konuşarak objektif bir değerlendirme yapmasına ve zaman zaman her ikinizle de aynı anda görüşerek birbirinizi anlamanız ve neler yapabileceğinizi keşfetmenize yardımcı olabilir.
Sadakatsizliği Affetmek Mümkün Mü?
Sadakatsizlik bir ilişkiyi en temelden sarsan, aldatılan kişinin güven duygusunu çokça zedeleyen bir durumdur. Bundan dolayıdır ki affetmek oldukça zordur. Fakat imkansız
değildir.
Bu süreçte karşılaşılabilecek pek çok güçlük bulunabilir.
- Güven kaybı yaşanabilir. İlişkilere ve partnere karşı. Bununla birlikte kendine güveni
zedelenebilir aldatılan kişinin. Kendisini yetersiz ve değersiz hissedebilir.
- Duygusal olarak kişiyi yaralayabilir. Öfke, kırgınlık, hayal kırıklığı gibi duygular yaşayabilir.
Partnerler arasındaki dinamiği ve iletişimi koparabilir.
- Bunlarla birlikte sadakatsizliği affetmenin birçok faydası da bulunabilir. Bu faydalar hem kişinin kendisi hem de çiftler arasında ortaya çıkabilir.
Affetme sürecinde ilişkinin temeli olan güvenin yeniden inşa edilmesi gerekmektedir. Bu dönemde daha sağlam temellere oturtulmaya çalışılabilir. Çiftlerin birbirine karşı bağlılıkları artabilir.
- Affetmek, kişiyi olumsuz duygulardan arındırarak hafifletebilir. İlişkiye yeni bir sayfa açma fırsatı sunar. Daha önce sorgulamadığınız ilişkinizi irdeleyerek, daha önce farkına varmadığınız boşlukları doldurabilir ve ilişkiyi belki öncesinden çok daha güzel şekilde yaşayabilirsiniz.
- Sadakatsizliği affetme süresince bazı ufak detaylar bu süreci kolaylaştırmada yardımcı
olabilir. Örneğin küçük adımlarla ilerleyin. Zor bir sürecin içinde olduğunuzun farkında
olarak kendinize ve partnerinize şans verin. Büyük kararlar almaktansa küçük adımlarla
aşama aşama ilerleyin.
- Geleceğinizi netleştirin. Gelecekte benzer bir durumla karşılaşmamak için beklentinizi
ve sınırlarınızı belirleyin ve bunları partneriniz ile açıkça paylaşın.
İlişkinizdeki iyi anları hatırlamaya çalışın böylece duygusal olarak kendinizi daha iyi
hissedebilirsiniz.
Sadakatsizliği affetmek zor bir süreçtir. Yukarıdaki ifadeler bu zor süreci daha kolay geçirmenize yardımcı olabilecek ufak detaylardır. Unutmayın ki affetmek bir tercihtir ve bu zorlu süreçte en büyük desteği yine kendiniz sağlamalısınız. Bu yüzden kendinize karşı nazik olmalısınız. Neleri daha farklı yapabileceğinize dair çıktığınız keşif yolculuğunda, yapılan hatanın tüm sorumluluğunu üstlenerek ‘sadakatsizliği hak etmiş olduğunuza’ kendinizi inandırmayın. Yalnızca, partnerinize bunu tekrar yapmaması ve ilişkiyi düzeltmesi adına bir şans verirken, kendinizin de bazı konularda daha farklı davranarak ona ve ilişkinize yardımcı olduğunuzu düşünebilirsiniz.
Bireysel ve Çift Terapilerinin Sadakatsizlikten Sonra İyileşme Üzerindeki Etkileri
Yaşanan sadakatsizlik sonrasında, bireysel ve çift terapilerinin bu süreci atlatmada önemli etkisi olabilir.
Arkadaşlarımızla paylaşım içinde olmak ve objektif yorumlarını alabiliyor olmak önemlidir, ancak psikoloji üzerine eğitim almış ve profesyonel bakış açısına sahip birinin, deneyiminizi anlatırken sizin bile üzerinde durmaya gerek duymadığınız herhangi bir küçük detayın büyük etkilerini görebileceğini ve travmalarınız konusunda size verebileceği desteğin önemini unutmayın.
Grip olduğumuzda doktora, arabamız bozulduğunda tamirciye gitmek ne kadar önemli geliyorsa; hayatımızı tümden etkileyen psikolojimizin de gerektiğinde bir psikologdan yardım alarak iyi hale gelmesinin önemini kavramamız önemlidir.
Gelin terapilerin sadakatsizlik üzerindeki etkilerine şöyle bir bakalım:
Bireysel terapi:
Bireysel terapi, insanların yaşadıkları öfke, kırgınlık, hayal kırıklığı gibi duygularla mücadele etmede yardımcı olabilir. Profesyonel bir psikolog sayesinde kişi duygularını tanıyabilir ve yönetmeyi öğrenebilir.Böylece hisleri davranışlarını yönetmez, kişi hislerini tanımayı ve hisleri ve davranışlarını ayrı ayrı yönetebilmeyi öğrenebilir.
Sadakatsizlik kişide öz güveni zedeleyebilir. Bireysel terapi sayesinde kişinin kendine olan güveni yeniden oluşturulabilir. Bununla birlikte geçmişte yaşadığı olumsuz deneyimler ile sağlıklı bir şekilde yüzleşmesini sağlayarak ilerlemesini sağlayabilir.
Çift Terapisi:
Çift terapisi ilişkiyi geliştirmeye ve iyi hale getirmeye yönelik olarak uygulanan bir psikoterapi biçimidir. İlişkilerde yaşanan zorluklar ve bu zorlukların çözümlenememesi profesyonel destek gerektirmektedir.
- Evlilik terapisi olarak da bilinen çift terapisinde ilgili uzmanlar bağları güçlendirmeye ve sağlıklı iletişim kurulmasına yönelik yaklaşımlar benimsemektedir. Çiftlerin yaşadığı çoğu sorun aşılamaz düzeyde olabilir. Sadakatsizlik de bunlardan birisidir.
- Çift terapisi esnasında, çiftlerin daha etkili bir iletişim kurmayı öğrenmeleri sağlanmaktadır.
- Düşünce ve hislerini daha açık bir şekilde ifade etmelerini sağlamaktadır.
- Çiftin sadakatsizlik ile kaybetmiş oldukları güven duygusunun yeniden oluşmasını
sağlamaktadır. Bununla birlikte birbirlerine karşı empati duymalarını sağlayarak bağlarını güçlenmeyi amaçlar.
Sonuç olarak, çift ve bireysel terapiler sadakatsizlik sonrasında iyi olma sürecini desteklemede önemli rol oynamaktadır.
Sadakatsizlğin Öz Saygıya Etkileri
Sadakatsizliğin öz saygıya etkileri oldukça karmaşık çoğunlukla da olumsuzdur.
İhanete uğramış bir kişi, kendini yetersiz veya değersiz hissedebilir. Bu durum, öz saygının azalmasına neden olabilir.
Öz saygının güçlendirilmesi için sürecin kabullenilmesi, duyguların ifade edilmesi ve gerektiğinde profesyonel destek alınması önemli olabilir. Eğer bu konuda daha fazla bilgi
veya destek arıyorsanız, psikoloji alanında uzman bir profesyonele danışmanız faydalı
olabilir.
Sadakatsizliği Önleme Stratejileri Nelerdir?
Sadakatsizlik riskini tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da bunun olmasını önlemek için çiftlerin atabileceği adımlar vardır. Sadakatsizliği önlemenin en etkili yollarından bazıları şunlardır:
Yakınlığı ve bağlantıyı sürdürmek: Sadakatsizliği önlemenin en iyi yollarından biri,
evlilikte duygusal ve fiziksel yakınlığı sürdürmektir. Bu, birlikte kaliteli zaman geçirmeyi,
birbirinize olan sevginizi ve takdirinizi ifade etmeyi ve düzenli fiziksel temasta bulunmayı
içerebilir.
Açık ve dürüst iletişim: Açık ve dürüst iletişim, sadakatsizliği önlemenin anahtarıdır. Çiftlerin duyguları, ihtiyaçları ve endişeleri hakkında konuşmaları ve evlilikte ortaya çıkan çatışmaları veya sorunları ele almaları önemlidir.
Erkek ve Kadınlarda Sadakatsizlik
Literatürde romantik ilişkilerde aldatma nedenleri incelendiğinde cinsiyet farklılıkları önemli bir değişken olarak görülmektedir.
O halde hadi iki cinsiyete de ayrı ayrı bir göz atalım…
Kadınlar neden aldatmaktadır?
Kadınların aldatma nedenlerinin daha çok duygusal açıdan tatmin edilmedikleri düşünceleri, yeni ve farklı bir heyecan arzuları, cinsel açısından tatminsizlik, öz güvenlerini arttırma gereksinimleri, partnerlerinden daha iyi bir statüye sahip biri ile olma istekleri ya da sadece kendisine yüklenmiş olan ev sorumluluklarından kaçma isteği ile aldatmaya yöneldikleri görülmektedir.
Erkekler neden aldatmaktadır?
Aldatma konusu erkeklerde ise; ilişkilerinin istedikleri gibi ilerlememesi, arzu ve egolarını besleme, yeni bir heyecan ve farklılık isteği, etraflarında ciddi ilişki istemeyen kadınların olması, karşı tarafın cazibesine kapılma, anlık doyuma ulaşma duygusu ve intikam duyguları
gibi nedenlere dayandırılmaktadır.
Yakın ilişkilerde aldatma nedenlerine bir diğer bakış açısında ise, erkekler için; görücü yoluyla evlenmeleri, cinsel doyumun az olmasının, yenilik isteği, intikam arzusunun, kadınlara hayır diyememe ve karşı cinsin çekiciliğe kapılmak, işleriyle çok fazla ilgilenmeleri gibi çeşitli durumlar olduğu gösterilmektedir.
Kadınların aldatma nedenleri çoğunlukla yakınlık gereksiniminin partneri tarafından karşılanamamasından, erkeklerin aldatmasının ise gelişigüzel olmasından kaynaklandığı cinsiyet bağlamında genel bir açıklamadır.
Aldatmaya verilen tepkilerde kadın ve erkek grupları arasında farklar gözlemlenmiştir.
- Aldatılan kadınların, duydukları mutsuzluğu aşmak için sosyal destek arayışına gittikleri ve arkadaşlarından yardım aldıkları tespit edilmiştir. Buna karşılık aldatılan erkeklerde öfke ve özellikle aldatmayı gerçekleştiren kişiye karşı şiddet eğilimi daha belirgin şekilde gözlemlenmiştir.
- Sanal ortamdaki aldatmalara verilen tepkilerde de cinsiyetler arasında belirgin farklar gözlenmiştir.
- Erkeklerin cinsel aldatmaya tepkileri, duygusal aldatmaya olan tepkilerinden daha yoğun olmuştur.
- Çeşitli araştırmalar; erkeklerin cinsel aldatmalara, kadınların ise duygusal aldatmalara tepkilerinin daha şiddetli olduğunu ortaya koymuştur.
- Bir başka çalışma partnerlerinin başkasına âşık olma durumuna erkeklerin %52'sinin,
kadınların %80'inin olumsuz tepki verdiğini; partnerlerinin başka biriyle cinsel deneyim yaşamasına erkeklerin %48'inin, kadınların ise sadece %20'sinin olumsuz tepki gösterdiğini göstermektedir.
- Evlilikte aldatmanın çok fazla karşılaşılan bir problem olduğunu görmekteyiz. Medyada veya günlük yaşamda çok sık karşılaşmamıza rağmen aldatma ile ilgili araştırmalar karmaşık olduğundan dolayı zordur.
Glass ve Wright yaptıkları çalışmalarda, cinsiyet bağlamında aldatma eğilimi ile ilgilenmişlerdir ve çalışma sonucunda, kadınların duygusallık gereksinimini karşılamak için aldatmaya yöneldikleri sonucuna ulaşılmaktadır. Erkekler ise bireysel gereksinimleri (yenilik arayışı vb.) nedeni ile aldatmaya yönelmektedirler.
Erkeklerin cinsel olarak daha fazla aldatmasının nedeni ise kadınlara göre daha kolay ve hızlı uyarılması ve aynı zamanda romantizm arayışlarının daha az olmasındandır.
- Yine benzer bir çalışmaya göre, kadın ve erkek için aldatma çoğunlukla benzer algılanmamakta ve gerçekte her iki cinsiyet için sadakatsizlik durumuna aynı perspektiften bakılmamaktadır. Literatürde aldatmanın sınıflandırılmasında sık rastlanan duygusal, cinsel veya hem cinsel hem duygusal olarak aldatmadır. Kadınlar duygusal yönden, erkekler cinsel anlamda aldatma niyetinde bulunmaktadırlar.
- Genellikle araştırmaların çoğunda erkekler cinsel, kadınlar duygusal aldatmayı daha
tehlikeli algılamaktadırlar. Bunun nedeni erkekler cinsel olarak aldatıldığında daha çok üzülmekte ve onlar için bu durum daha yıkıcı olmaktadır. Kadınlar ise duygusal olarak aldatıldıkları zaman daha çok acı çekmekte ve daha yıkıcı olmaktadır.
- Kadınlar kendilerini duygusal açıdan eksik değerlendirirken, erkekler ise kendilerini fiziksel açıdan eksik değerlendirmektedirler.
- Kadınlar partnerlerinin üçüncü bir kişiyle kurdukları duygusal yakınlığı erkeklere göre
daha fazla kıskanmaktadırlar.
- Aynı zamanda, kadınlar bir erkeğin ilişkisi olmasına rağmen bir başka kişiyle cinsel yakınlık kurmasını genel olarak olasılıklar arasında düşünmektedirler. Cinsel olarak aldatıldıklarında partnerlerinin duygusal paylaşım içerisinde olmuş olabilecekleri düşüncesi ile her iki ihtimal için de üzülürler.
Erkeklerse kadınların başka bir erkeğe âşık olabileceklerini genel olarak olasılıklar arasında düşünmektedirler, üstelik cinsel bir yakınlaşma olmadan. Fakat eğer cinsellik yaşanırsa kesinlikle duygusallığın da devreye gireceği görüşündedirler. Bunun nedeni olarak, kadınların cinsel yakınlaşmaya yükledikleri anlam ile erkeklerin cinselliğe yükledikleri anlamın farklı olması gösterilebilir.
Kadınlar cinselliği şefkat, samimiyet ve duygusal yakınlıkla bağdaştırmaktadırlar. Ancak erkekler, cinsel birlikteliği başarı, heyecan ve sadece fiziksel rahatlama ile ilişkilendirirler.
Sonuç olarak, erkekler ve kadınlar farklı mekanizmalara sahiptir.
- Buna ek olarak, çifte darbe diye bir kavramdan bahsedecek olursak, bu kavram aslında kadın ve erkeklerin aldatmayı her iki türde de (duygusal ve cinsel yakınlık) kıskandıkları yaklaşımıdır. Bunun nedeni aslında duygusal aldatmanın, cinsel yakınlığı kapsamakta ve cinsel aldatmanın da duygusal aldatmayı kapsamakta oluşudur. Dolayısıyla, her iki cins de hangi aldatma türünü kıskanırsın diye sorulduğunda farklı yanıtlar verseler de; aslında sonuç iki türü de kapsar niteliktedir.
- Romantik ilişkilerde aldatma oranları da cinsiyete göre farklılık göstermektedir. Erkeklerin aldatma oranlarının, kadınların aldatma oranlarına göre daha fazla olduğunu görmekteyiz.
- Cinsiyet farkının yanı sıra kültürel normlar sebebiyle de aldatma ve aldatılmaya yaklaşım farklılık göstermektedir. Türkiye’de yapılan çalışmada aldatma oranının daha düşük olduğu görülmektedir. Evlilik dışı aldatma durumları değerlendirildiği zaman, burada da aldatma oranları erkeklerde kadınlara göre daha fazladır.