depresyon belirtileri nelerdir

Depresyon Belirtileri Nelerdir ?

Depresyon, kişinin yaşamının hemen her alanını bir şekilde etkileyen, yaşam kalitesini, yaptıklarından zevk alma durumunu, plan yapma ve sosyalleşme motivasyonunu düşüren, her şeyi ertelemesine sebep olan, isteksizlik, değersizlik, karamsarlık, ümitsizlik gibi duyguları barındıran, bir şeyler yemek ya da uyanınca kıyafetlerini değiştirmek, duşa girmek, yürüyüş yapmak, bir arkadaşı aramak  gibi her gün kolaylıkla yapılan işleri bile yapma hevesini kendinde bulamama hali ile beraber gelen bir duygudurum bozukluğudur.

Depresyon mutlaka uzman biri desteği gerektirir ve tedavi edilmelidir. Yakınlarımızdan alacağımız destek depresyon gibi hayatımızın her alanına etki eden bir rahatsızlıkta tek başına kesinlikle yetersiz, ve yanlış yönlendirme olasılığı sebebi ile tehlikelidir. 

Mutlaka bir doktora görünmeyi ve önereceği yönde bir tedavi izlemeyi gerektirir. Tedavi edilmeyen depresyon yıllarca bile sürebilir.

Kişinin karakteristik özelliği olduğunu zannetmeye başladığı ruhsal durumu, aslında tedavisi olan depresyon hastalığı olabilmektedir. Depresyon çok ilerlediğinde kendine zarar verme düşüncelerini bile tetikleyebilir ve mutlaka ciddiye alınmalıdır. 

Yürüyüş yapmak ya da yaşam enerjisini yeniden canlandıracak hobilere yönelmek kulağa iyi gelse de, depresyonda olan kişinin herhangi bir şeye başlaması ya da yürüyüşe çıkması, hobilerine vakit yaratması veya kendini iyi hissetmesine fayda edecek bir şeylerle oyalanması pek mümkün değildir. Depresyon insanın enerjisini azaltır ve bir şey yapma hevesini törpüler. 

Dilerseniz yaşamakta olduğunuz duygudurumun anlık bir depresiflik mi yoksa depresyonda mı olduğunuzu öğrenmek için Psikolog Ofisinde ücretsiz şekilde 15 dakika uzman bir psikolog ile görüşüp Beck Depresyon Testi yaptırabilirsiniz. Kulağa arkadaşlarınızla beyin fırtınası yaparak depresyonda olup olmadığınızdan emin olmaya çalışmaktan daha sağlıklı ve kesinlikle daha faydalı geliyor. Siz de böyle düşünüyorsanız ücretsiz Beck Depresyon Testi  iyi bir seçenek olabilir. Beck Depresyon Testi, depresyonun şiddetini ölçmek için kullanılan bir araçtır. Unutmayın ki depresyonda olmak utanılacak bir şey veya zayıflık göstergesi değildir. 

Herkesin başına gelebilir, her statüdeki insan kendini depresyonda bulabilir. İlginizi çekerse Depresyon ile Mücadele eden 16 Dünya Starı Kadın’ içeriğimize de göz atabilirsiniz.

Depresyon hastalığını ‘Depresyon Nedir? Depresyon Belirtileri ve Türleri Nelerdir? adlı yazımızda oldukça detaylı şekilde işlemiştik. Okumakta olduğunuz bu içeriğimizin devamında ise depresyon belirtilerini depresyonun türlerine göre ayırarak sizler için derledik.  

Endojen Depresyon (Melankoli) Belirtileri

Dış etkenler ve tetikleyiciler olmaksızın, biyolojik olarak içsel şekilde var olduğu bilinmektedir. 

Yaşanan herhangi bir olaya bağlı olarak gelişmez. Tedavi edilmemesi durumunda ömür boyu sürebilmekte olan endojen depresyon, bütün yaşamı etkiler. Belirtileri şu şekildedir:

  • Uyumakta ve uyanmakta güçlük çekme
  • Yapılan şeylerden keyif alamama
  • Odaklanma, konsantrasyon, dikkat gibi konularda zorlanma
  • Yoğun çaresizlik ve umutsuzluk hisleri
  • İntihar ve kendine zarar verme düşünceleri
  • Boş ve anlamsız hissetme
  • İştahta azalma ya da artış
  • Karamsarlık, bıkmışlık ve huzursuzluk hisleri
  • Yoğun suçluluk duygusu
  • Aşırı ilgisizlik
  • Psikomotor hareketlerde yavaşlama

Eğer yukarıdaki belirtilerden bir ya da birkaçını belirgin bir şekilde hissediyorsanız bir uzmandan psikolojik destek almalısınız. Dilerseniz yalnızca bir dakikanızı ayırarak Psikolog Ofisi’nden şimdi konuş özelliği ile hemen bir psikolog ile görüşmeye başlayabilir ya da randevu oluşturabilirsiniz. Psikolog Ofisi’nde görüntülü ya da sesli olarak bir psikologdan seans almak çok kolay. 

Psikotik Depresyon (Psikoz) Belirtileri

Psikotik depresyon, depresyonun gerçeklik algısını etkileyen ve dış dünyadan soyutlayan bir çeşididir. Kişi sanrılar ve halüsinasyonlar görebilir. 

Televizyonda izlediği bir reklamın kendisi için mesaj vermekte olduğuna inanabilir ya da gerçeklikten bağımsız bir şekilde etrafındaki insanların kendisini öldürmek için orada olduklarına inanabilir, kendisinin cezalandırılmayı hak eden kötü bir insan olduğuna inanarak suçluluk hissedebilir ve başına gelecek olan cezanın ne olduğunu bilemeyerek korkabilir. 

Sanrılar ve halüsinasyonlar oldukça tehlikeli olabilir. Hasta gördüğünü veya duyduğunu sandığı şeyler sonucunda kaçmak için yüksek bir yerden atlayabilir, düşebilir, seyir halindeki bir aracın önüne fırlayabilir, suya, ateşe ya da tehlikeli herhangi bir yere doğru koşabilir.

Psikotik depresyonda genellikle antidepresanın yanı sıra antipsikotik bir ilaç ile ek tedavi verilebilir ve depresyon belirtilerinin iyileşmesini takiben antipsikotik ilaçlar antidepresandan önce kesilebilir. İlaç tedavisinin yanı sıra alınacak psikoterapi, tedaviye yanıt vermede büyük önem taşır. 

Bunlar tıbbi tavsiye olmamakla birlikte, belirtileri kendinizde gözlemlemeniz halinde uzmandan destek almanızı önermektedir. Doktorunuzun reçete etmediği hiçbir ilacı kullanmamalı, doktorunuzun reçete etiği kullanım sıklığı ve doz ayarının dışına doktorunuzun bilgisi ve onayı olmaksızın çıkmamalı ve tedavinizi doktorunuz önermedikçe sonlandırmamalısınız. 

Aşağıda listelenen belirtiler psikotik depresyonun belirtilerinden olup, kendinizde ya da çevrenizdeki birinde bu belirtiler varsa bunu ciddiye almalı ve bir uzman ile görüşmelisiniz.

  • Sanrılar (bir başkası tarafından kontrol ediliyor olduğuna inanmak, tesadüfler ve sıradan olaylara çok fazla anlam yüklemek)
  • Halüsinasyonlar (gerçekte olmayan şeyler görüp duyma)
  • Birbiri ile ilişkisi olmayan konular ve düşünceler arasında bağlantılar kurup, alakasız konular arasında geçişler yapmak
  • Konsantrasyon eksikliği / bozukluğu
  • Okul / iş hayatında performans düşüşü
  • Başkalarının yanında rahat davranamama / kuşkulu hissetme
  • Aileden ve arkadaş çevresinden uzaklaşma
  • Başkalarının söylediklerine aldırış etmeme
  • Kendini umursamama
  • Mantıklı düşünmekte ve odaklanmakta sorunlar yaşama
  • Kişisel bakım ve hijyeni aksatma
  • Bireysel zaman geçirmeyi abartarak normalden fazla yalnız kalma
  • Bazı hallerde duygusuz kalma, bir şey hissedememe, olaylar karşısında duygusuz davranma
  • Yaşanmış olan şeylere, o şeyin gerektirdiğinden çok daha fazla duygusal tepki gösterme
  • Anormal düşüncelere inanma
  • Dikkat bozukluğu yaşama ve düzgün düşünememe

Maskeli Depresyon Belirtileri

Gülümseyen depresyon da denilen maskeli depresyon, depresyondaki kişinin depresyonunu gizlemesi ve dışarıya karşı mutlu görünmesi ile ortaya çıkar. Bu konu ile alakalı oldukça detaylı olan ‘Gülümseyen Depresyon Nedir?’ adlı içeriğimizi de mutlaka okumalısınız.

Maskeli depresyondaki kişiler, aslında depresyonda oldukları için yalnız kalmaya çalışıyor olup, etkinliklere katılabilecek motivasyonu bulamadıkları için katılamadıkları davetleri reddederken bile ‘iyi hissetmiyorum’ diyemezler, bunun yerine alakasız bahaneler sunarlar neşeyle. Onları dışarıdan hep gülümserken ve mutlu görürüz fakat içlerinde oldukça mutsuzlardır.

Maskeli (gülümseyen) depresyonun belirtileri aşağıdaki gibidir:

  • Öfke, sinirlilik, huzursuzluk
  • Korku
  • Yorgunluk
  • Umutsuzluk, çaresizlik
  • Mutsuzluk
  • Ağrı, felç ve duymama benzeri farklı sağlık problemleri yaşayabilirler
  • Üzüntü
  • Mazeretler
  • Depresyonda oluşu maskeleme amacı ile gelişen seks, alkol, yemek, ilaçlar, uyuşturucu gibi bağımlılıklar
  • İnkar, sahtelik (duygularından bahsetmemek ve üstünü örtmek için)
  • Kolayca ve yerli yersiz sinirlenme, yalnız kalma istemi sebebi ile öfkeyle bulunduğu yeri terk etme, değiştirme 

Distimi (Kronik Depresyon) Belirtileri

Depresyonun kişide sürekli bir hale gelip, hiç düzelmeme hali olan distimide tedavi olmaksızı kendi kendine iyileşmeler genellikle birkaç haftayı geçmez ve kişi depresyon haline hemen geri döner. 

Konuya dair ayrıntılı bilgiyi ‘Distimi (Kronik Depresyon) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi’ adlı içeriğimizde bulabilirsiniz.

  • Depresyon halinin en az aylardır sürüyor olması
  • Cinsellik de dahil olmak üzere yapılan hiçbir aktiviteden keyif alamama
  • Genel isteksizlik hali
  • Yataktan çıkmak istememe, ulaşılması güç biri haline gelme
  • Kronik depresyonda olan bazı kişilerde aşırı iştah durumu görülür, bazılarında ise sadece hayatta kalmasına yetecek kadar yiyecek seviyede iştah azalır 
  • Bazı distimi hastalarında uykuya geçişte zorlanma ve çok az uyuma görülürken, bazıları uyanmak ve uyanık kalmakta büyük zorluk çeker, işleri her neyse hemen yapmak ve bir an önce yatağa dönmek için fırsat kollarlar
  • Neyin doğru olduğundan ve ne yapılması gerektiğinden bir türlü emin olamama yüzünden sürekli düşünme halinde olma

Mevsimsel Depresyonun Belirtileri

Pırıl pırıl yaz güneşinin artık vedalaşmaya başlayıp sarı ve kızıl renkli sonbahar yapraklarının merhaba demesi bazıları için romantik, bazıları için hüzünlü ve bazıları içinse duygularını kontrol etmekte çok zorlanacağı bir depresyonun tetikleyicisidir. 

Sonbahar Depresyonundan Kurtulmanın Yolları’ adlı içeriğimizden mevsimsel depresyonun ne olduğu ve nelerin iyi geldiğine dair daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

  • Uyku düzeni ve iştahta belirgin değişimler
  • Kendini boşlukta gibi ve üzgün hissetme
  • Kolayca ağlamanın eşlik edebildiği kaygı, korku ve sinirlilik halleri
  • Kendini suçlu ve değersiz hissetme, çökkünlük ve umutsuzluk halleri
  • Enerjisizlik, hayatın akışına adapte olmakta zorlanma, ilgisizlik, halsizlik hali ve performansta düşüş
  • Uyuşukluk ya da aşırı hareketlilik hali
  • Unutkanlık, konsantrasyonda düşüş ve karar vermekte zorlanma
  • Cinsel isteksizlik ve libidoda belirgin azalma
  • Tedaviye yanıt vermeyen uzun süreli ağrılar
  • Ölüm ve intihar düşünceleri
  • Anksiyete
  • Öfke patlamaları

Yaşlılık Depresyonu Belirtileri

Yaşlanan kişilerde görmeye pek alışkın olduğumuz hayattan elini ayağını çekme hali zannettiğimiz gibi yaşlılığın olağan bir getirisi olmayabilir.

Bir hayal edelim, hafta sonları ziyaretine gittiğimiz ya da bayramlarda aradığımız anneannemizi. Salonunda pencerenin kenarına kıvrılıp gelen geçeni izlemesine, her türlü etkinlik davetimiz için “yok çocuğum, siz yapın benim halim yok” demesine çok mu alışkınız?

Yaşlılarda yaşlanmayla gelen hüznün derinlerinde yaşlılık depresyonu olma ihtimali çok yüksek. 

Teknolojinin hızlı gelişimine adapte olamama, yalnız kalma, ekonomik şartların yerinde olmaması, sosyal statüsünde olumsuz yönde değişim, fikrinin eskisi kadar önemsenmediğini hissediyor olmak, eşini, dostlarını ve yakınlarını kaybetmiş olmak, hayatını başkalarının desteği ile devam ettiriyor olmak, bakım evinde kalmak,  ve hızla akan hayata adapte olamamak, alınması ve düzenli kullanılması gereken ilaç sayısındaki artış gibi faktörler yaşlılık depresyonunu tetiklemektedir.

Yaşlılar önemsendikleri ve saygı gördüklerini hissettiklerinde yaşlılık depresyonunun getirdiği semptomlar ile daha kolay baş ederler. Şu da unutulmamalı ki, tedavi edilmeyen yaşlılık depresyonu, kanser, inme ve kardiyak ölüm risklerini iki katına çıkarmaktadır.

Yaşlılık depresyonunun belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:

  • Çevreye ilgisizlik
  • Beslenme ve uyku düzensizlikleri
  • Mental yavaşlama
  • Geleceğe dair beklentiler ve motivasyonun kaybolması
  • İlgi ve dikkatte azalma
  • Unutkanlık
  • Kişisel bakım ve hijyenine eskisi kadar önem vermeme
  • İlaçlarını almayı aksatma
  • Yetersizlik ve ilgisizlik, değersizlik düşünceleri
  • Kilo kaybı, iştahta azalma
  • Sağlık endişesi
  • Sebebi bulunamayan ağrılar
  • Sinirlilik, huzursuzluk
  • İsteksizlik
  • İçe kapanma
  • Efor harcamadığı halde sürekli yorgun hissetme
  • Fazla endişe
  • Karar vermekte zorlanma
  • Durgunluk ve kederli olma hali
  • Tedavileri aksatma
  • Davranış sorunları
  • İlaçlarını almayı tamamen bırakma
  • Aksi davranışlar

Yaşlılarda görülen yaşlılık depresyonu belirtilerine karşı algılarımızı açık tutmalı ve sevdiklerimizde buna rastladığımızda mutlaka destek almalarını sağlamalıyız. Eğer dışarı çıkıp trafiğe girmeye ve psikoloğa gitmeye pek hevesli olmazlarsa onlara online terapi alabilir ve görüntülü veya sesli olarak telefonda konuşur gibi bir uzmandan destek almalarını sağlayabilirsiniz. 

Kalkıp bir yere gitmek zorunda kalmadan da psikolojik destek alabilecek olmaları kabul etmeleri yönünde olumlu bir seçenek olabilir.

Doğum Sonrası Depresyonu (Postpartum) Belirtileri

Büyük bir heyecan ve mutlulukla bekleyip romantik hayaller kurduğumuz, eve yeni, minik, mis kokulu bir bebeğin gelmesi bazen durumun içine girildiğinde pek romantik gelmeyebiliyor. 
Sürekli değişen hormon seviyeleri, uykusuzluk, adapte olamama, bebeğe istemeden zarar verme korkusu, yapılan şeyin doğru mu yoksa yanlış mı olduğu kaygısı, çevreden gelen her kafadan farklı çıkan tavsiyeler ile sarılıp sarmalanmış olmak ve herkesin aynı anda neyin nasıl yapılması gerektiği konusunda nasihatler ile lohusayı ve babayı adeta boğmaları, bebeğin neden ağladığını anlayamama, kişisel bakıma, uyumaya ve beslenmeye vakit ayıramama, eş ve kendinle ilgilenememe, kıyafetlerinizde ve saçlarınızda kurumuş olan bebek kusmuğu, ekonomik durumlar, sterilize edilmeyi bekleyen biberon ve emzikler, acıyan göğüsleriniz, doğumdan kalma yorgunluğunuz ve çöpe atılmayı beklemek üzere birikmekte olan kirli bezler, sosyal çevreden uzak kalma, evlilikteki ya da iş veya sosyal hayattaki kötü giden olaylar, ne yapacağını ve nasıl davranacağını bilememe ve daha birçok etken anne ve babanın doğum sonrası depresyonuna yakalanmalarına sebep olabiliyor. 

Evet, doğru okudunuz. Babalar da doğum sonrası depresyonu yaşayabiliyor. Bununla ilgili olarak Doğum Sonrası Depresyonu Babaları Etkiler mi?’ adlı içeriğimizi de mutlaka okumalısınız.

Evlat Edinme Sonrası Depresyonu 

Doğum sonrası depresyonu (postpartum) yalnızca biyolojik anne ve babalara özgü bir hastalık değildir, aynı şekilde evlat edinmiş olan anne ve babaların da çocuklarına kavuştuğu  o ilk dönemde risk altında oldukları bir hastalıktır. 

Bütün anne ve babalar evlatlarına ve yaşamlarının yeni haline alışma süreçlerinde benzer kaygıları ve tecrübeleri yaşarlar. Eve gelen minik yavru bir sürü değişim, merak, heyecan, kaygı, stres ve korkuyu beraberinde getirir. Doğum sonrası depresyonu (postpartum) her ebeveyn için eşit derecede risktir. Ayrıca evlat edinmeyi düşünenler ve evlat edinmiş olanlar için Evlat Edinirken Bilinmesi Gereken Her Şey’ isimli içeriğimizi okumalarını tavsiye ederiz.

Doğum sonrası depresyonu yaşıyor olmak sizi kötü birer ebeveyn yapmaz, bundan utanmamalı, üzülmemeli ve durumu kabul edip destek almalısınız. Tedavi edilmemiş postpartum, bebeğe ve kendine zarar vermeye kadar gidebilecek ciddi bir depresyon türüdür. Hayatınıza giren yenilik adapte olması hiç de kolay olmayan türden bir süreç ve bunun sizi depresyona sokmuş olması çok normal. Tedavisi de var. 

Çevrenizden alacağınız desteğin yanı sıra profesyonel psikolojik destek de almanız önerilir. Doğum sonrası depresyonu ile alakalı daha kapsamlı bir yazıyı sizler için ‘Doğum Sonrası Depresyonu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi’ başlıklı yazımızda kaleme aldık, mutlaka okumanızı öneririz.

Doğum sonrası depresyonu (postpartum) belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:

  • Ruh halinde ani değişimler
  • Çaresizlik hissi
  • Sürekli mutsuz ve üzgün hissetme hali
  • Depresif ve kaygılı ruh hali
  • Sıklıkla ağlama
  • Suçluluk hissi
  • Yetersizlik hissi
  • Değersizlik hissi
  • Gerginlik
  • Cinsel istekte azalma
  • Sürekli hareket halinde olma ya da genel bir yavaşlama hali
  • Sürekli çok yorgun hissetme
  • Ani iştah artışı ya da azalması
  • Enerjide belirgin azalma
  • Kendini sürekli eleştirme
  • Düşünmeden, hızlı ve yanlış sonuçlara varma
  • Umutsuzluk hissi
  • Karar vermede zorlanma
  • Bebek için yetersiz olduğunu düşünme
  • Başa gelen her aksilikte kendini suçlu bulma
  • Kötü gelecek senaryoları kurma
  • Kendini başka ebeveynler ile kıyaslayarak onlardan daha başarısız bulma
  • Başka insanlar tarafından değersiz bulunduğunu düşünme
  • Karmaşık düşüncelere kendini kaptırma
  • Odaklanma gerektiren anlarda zorluk yaşama
  • Ölüm ve intihara dair düşünceler ve bu düşünceleri önleyememe
  • Bebeğe zarar verme dürtüsü ya da bebeğe zarar verdiğini hayal etme ve bunları düşünmeyi önleyememe
  • Evden çıkmayı istememe
  • Hayatındaki insanlardan uzaklaşma
  • Kendisi ile ilgilenecek güç ve motivasyonu kendinde bulamama
  • Çok fazla sorumluluk yüklenme, 
  • Mükemmel ebeveyn olma hayali kurup, hayal ettiği kişi olamamanın stresini yaşama
  • Hayatın akışına ayak uyduramama, gereklilikleri yerine getirememe
  • Eskiden yapmaktan keyif aldığı şeyleri hayatından çıkarma
  • Kontrolü kaybetme
  • Öfke patlamaları
  • Beklenmedik tepkiler verme, bağırma

Eğer yukarıdaki belirtilerden bir ya da daha fazlasını yaşıyorsanız veya kendinize ya da bebeğinize zarar verme düşüncelerine kapılıyorsanız bir psikologdan destek almalısınız. Depresyon, tedavisi olan ve tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. 

Çocuk ve Ergen Depresyonu Belirtileri

Tıpkı yetişkinlerdeki gibi çocuklar ve ergenlerde de depresyon sıkça görülür ve yine tıpkı yetişkinlerdeki gibi çocuklar ve ergenlerde de depresyon belirtileri çocuktan çocuğa, ergenden ergene farklılık gösterir. 

Yetişkinler kadar yaşanmışlığı olmayan ve kendini ifade etme yeteneği ve konuşarak iletişim kurabilme becerisi yetişkinler kadar gelişmiş olmayan çocuk ve ergenlerde depresyon davranışlarla dışa vurulur. 

Agresiflik ve huzursuz ve söz dinlemez davranışlar sergileme çocukların ve ergenlerin depresyonlarını gösterme biçimidir. Ama tabi ki hatırlatmakta fayda var ki, depresyonu gösterme biçimi her çocukta ve ergende farklılık gösterebilir. Ergenlerde Öfke Kontrolü Nasıl Sağlanır?’ isimli içeriğimize de göz atmak isteyebilirsiniz.

Çocuklar ve ergenleri depresyon ile aynı çerçevede düşünmeye pek yatkın değiliz aslında. Çocukların yaşanmışlıklarının az oluşu, hayat kaygıları ve başlarına gelen olayların bizimkilerin yanında çok küçük dertler olduğunu düşünmemiz ya da hayatın bizler için stres faktörü olan bir çok sorumluluğu ile henüz tanışmamış oldukları için belki onların depresyonda olabileceği aklımıza pek gelmez.

Ama her çocuk, kaç yaşında olursa olsun kendi algı kapasitesince, yaşamakta olduğu her şeyin çok farkındadır ve karşılaştığı her olay onlar için yeni ve başa çıkmayı öğrenmesi gereken karmaşık olaylardır. 

Ayrıca evde olup biten hemen her şeyin, ebeveynlerinin streslerinin ve aile yaşamında karşılaşılan her olayın yanı sıra kendi arkadaşlık ilişkileri, büyüklerinin kendilerinden beklentileri, okuldaki başarıları, ihmal, istismar, ebeveynlerinin boşanması, taşınma, sosyal etkinlik ve hobilerden mahrum kalma, şehir veya okul değişiklikleri, yeni kardeş, bir sevdiğini kaybetmiş olmak, akran zorbalığına maruz kalmak, bakım verenin değişmesi, konfor alanının işgali, eve gelen uzun süreli yatılı misafir, ayak uydurmak zorunda olduğu düzen, inisiyatiflerinin olmaması, anlaşılamamak, anlatamamak, özel alanlarındaki özgürlükleri, başarı kaygısı, kaybetme kaygısı, güvenli bağlanma, çözülememiş travmaları ve sosyal medya da tetikleyicilerden bazılarıdır. 

Çocuklarımızdaki belirtilere karşı algılarımızı mümkün olduğunca açık tutmalı ve herhangi bir depresyon belirtisi gördüğümüzde ciddiye alıp profesyonel psikolojik destek almalarını sağlamalıyız.  Çocuk ve ergen terapisi alanında uzman psikologlarımızdan online terapi almak için bir dakikanızı ayırabilir ve çocuklarınız için profesyonel destek alabilirsiniz.

Çocuk ve ergen depresyonu belirtilerini sizler için listeledik:

  • İçe kapanma
  • Sebepli sebepsiz ağlama
  • Mutsuzluk, üzüntü, çökkünlük ve huzursuzluk hali
  • Oyunlara ve etkinliklere karşı ilgisizlik
  • Kendine, arkadaşlarına veya eşyalara zarar verme
  • Saldırganlık
  • Artan ayrılık anksiyetesi
  • Yaşın normalinin dışında, olduğundan küçük yaşta gibi davranışlar sergileme
  • Bedeni ile alakalı kaygılar
  • Odaklanma sorunu
  • İştahta belirgin azalma ya da artış
  • Eskiden yapmaktan keyif aldığı şeylerden artık keyif alamama
  • Aktiviteler ve etkinliklere karşı denemeden sıkıcı olacağı önyargısı
  • Uykuya geçmede ya da uyanmada zorlanma
  • Enerjide belirgin azalma
  • Başkaları tarafından değersiz ya da suçlu bulunma kaygısı
  • Düşük motivasyon
  • Özgüvende azalma
  • Yalnızlaşma, sosyal çevreden çekilme
  • Performans düşüklüğü
  • Gelecek ve hayatı anlamsız bulma
  • Alçak sesle konuşma
  • Kendini işe yaramaz hissetme
  • Sürekli karın ağrısı şikayeti
  • Hareketlerde yavaşlama
  • Can sıkıntısı
  • Ödevleri ve sorumluluklarını erteleme, yerine getirmeme
  • Okuldaki başarısında azalma
  • Anksiyete
  • Kendilik değerinde belirgin düşüş
  • Baş etme becerilerinde fark edilir yetersizlik
  • Çok fazla uyuma
  • Evden ve okuldan kaçma
  • Kendine zarar verme düşünceleri ve kendine zarar vermeye yönelik eylemler
  • Ölüm düşünceleri 

Reaktif Depresyon (Tepkisel Depresyon) Belirtileri

Her birimiz hayatta hayatın olağan akışında olmasını beklemediğimiz kötü sürprizlerle karşılaşırız. Bir sevdiğimizi kaybetmek, aldatıldığımızı öğrenmek, işten çıkarılmak, dolandırılmak, evimize/iş yerimize hırsız girmesi, aylardır hazırlandığımız sınavdan başarısız sonuç almak ve daha bir çok olay karşısında verdiğimiz tepkiler ve bu olaylardan etkilenme derecemiz ve bu olayların yaşamımızın devamına etkisi hepimizde farklıdır. 

Bazılarımız karşılaştığımız kötü sürprizler sonrasında devam etmekte olan hayatın akışına ayak uydurmak konusundaki motivasyonumuzu yitiririz ve yaşadığımız o olaydan sonra gücümüzü toparlamakta, hayata karışmakta ve eskiden rahatlıkla yaptığımız şeyleri yapmakta zorluk çekeriz. 

Reaktif depresyon, yaşanan bir olay ile tetiklenen depresyondur ve diğer depresyon türlerinden farklı olarak, tedavi edilmemesi durumunda belki ömür boyu sürmez fakat aylarca sürebilir. 

Eğer reaktif depresyon hastalığına sebep olan tetikleyici ortadan kalkar, durum iyi yönde değişir veya etkilerinin hayatın akışında sebep olduğu olumsuzluklar iyileşirse semptomları düzelir. Ancak tedavi edilmeme durumunda majör depresyona dönüşme olasılığı da bazı durumlarda vardır. 
Ayrıca ilaç kötüye kullanma, kendine zarar verme, madde bağımlılığı, yaşam tarzında kötü yönlü değişimler, intihar, alkol kullanımında ciddi artış gibi durumlar reaktif depresyonda olan hastalarda çokça kaydedilmiştir. 

Deprem, yangın, sel, kitlesel olaylar, kazalar, savaşlar gibi felaketler sonucunda çok fazla ölüme şahit olmak reaktif depresyonu tetikleyebilir

Reaktif (tepkisel) depresyon belirtilerini sizler için aşağıda derledik:

  • Depresif duygudurum
  • Uyum bozukluğu
  • Sürekli etkisi altında olunan umutsuzluk hissi
  • Ağlama dürtüsünün çok sık tetiklenmesi ve çok ağlama
  • Sürekli keyifsizlik hali
  • Geçmeyen hüzün
  • Enerjisizlik. Yataktan çıkma, ayağa kalkma, duşa girme, yemek hazırlama gibi eskiden rahatlıkla yapılan rutin işlerin artık çok fazla çaba istemesi
  • Olan biten her şeyin olumsuz tarafına odaklanma
  • Aşırı uyku ya da uykusuzluk hali 
  • Suçluluk duygusu
  • İlgi ve motivasyonda fark edilir azalma
  • Hijyen ve kişisel bakımdan vazgeçme
  • Egzersiz, sanat, hobi, okuma gibi eskiden rutin olarak sevilerek yapılan şeylerden vazgeçme
  • Fazla yorgun ve ihmal edilmiş görüntü
  • İş ve okul performansında belirgin düşüş, sorumlulukları vaktinde yerine getirememe, dikkatsizlikten kaynaklanan hatalar ve işleri teslim tarihinden sonra tamamlayabilmek gibi önceden yapılmayan eylemler sergilemek
  • Karamsarlık, pes etme isteği, kendine zarar verme arzusu, ölüm ve intihar düşünceleri
  • Yaşam tarzında olumsuz yönde değişimler, sağlıklı olmayan seçimler, mevcut bağımlılıklarda aşırı artış ve / veya önceden var olmayan bağımlılık edinmek, alkol ve sigara kullanmaya başlamak ya da kullanım miktarını aşırı arttırmak
  • Aile ve arkadaşlardan uzaklaşma, yalnızlaşma

Yukarıdaki belirtilerden bir veya birkaçının sizde var olduğunu düşünüyorsanız ya da çevrenizdeki birinde gözlemliyorsanız mutlaka bir uzman görüşü almalı ya da kendisinde belirti gözlemlediğiniz kişiyi profesyonel destek alması yönünde yönlendirmelisiniz. 

Adet Öncesi Sendromu (PMS) Belirtileri

Adetten ortalama 5 gün kadar önce kendini gösteren PMS belirtileri genellikle adet olunduğunda yatışır. 
Sağlıklı bir kadının menopoz oluncaya kadar yılda ortalama 12 kere regl olması beklenir. Adet öncesi sendromunu rutin olarak her kadın yaşamaz ancak neredeyse her kadın hayatında en az 1 kere PMS yaşar.

Yetersiz sıvı tüketmek, stres seviyesinde yükseklik, çok kafein tüketmek, fazla basit karbonhidrat tüketimi, şeker ve tuz tüketimindeki fazlalık, genetik faktörler, sigara kullanmak, mineral ve vitamin değerlerinde dengesizlik, fiziksel aktivite ve egzersiz eksikliği gibi faktörler kadınların PMS yaşama olasılıklarını etkileyen faktörlerdir. 

Belirtileri ise şöyledir:

  • Şişkinlik ve ödem
  • Ruh halinde ani değişimler
  • Olaylara beklenmedik, ani ve düşünmeden tepkiler vermek
  • Aşırı uyuma ve sürekli yatma halinde olma isteği
  • İştah azalmasının yanı sıra aniden gelen çok tatlı ve çok tuzlu yeme isteği
  • Dinlenmiş hissedememe ve sürekli yorgunluk
  • Depresyon
  • Huzursuzluk hali
  • Konsantrasyon güçlüğü
  • Anksiyete
  • Baş ağrısı
  • Mide bulantısı
  • Gaz problemi
  • Vücutta ağrılar
Yazar
Avatar
Şebnem Akı KaraoğluUzman Psikolog24 Mart 2023
0/1500
Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı

Henüz yorum yapılmadı