travma ile başa çıkmak

Travma İle Başa Çıkmak

Travmayı atlatmanın yolları hakkında aklınıza takılan bütün soruların cevaplarını yazımızda bulabilirsiniz. Konu hakkında detaylı bilgiye sahip olmak ve destek almak isterseniz alanında uzman psikologlarımızdan online terapi alabilirsiniz. Yazımızın devamında travmayı atlatmak konusunda gerekli bilgileri bulabilirsiniz. 

Travma Nedir?

Bireyin kontrol edemeyeceği olaylara korku, endişe, çaresizlik gibi duyguları baş etmesini zorlaştıracak ölçüde yoğun hissedeceği şekilde maruz kalmasıdır. 

Travmada; akıl sağlığına, psikolojik sağlığa, vücut bütünlüğüne ya da doğrudan yaşama hakkına bir tehdit veya saldırı söz konusu olabilir. 

Travma yaşayan bir birey çoğu zaman travmaya sebep olacak olayı yaşadığı anda bunun farkında değildir. Kişi bilincini yitirebilir, mantığı devreden çıkabilir ya da kendini ne yapacağını bilemez halde hissedebilir. 

Freud, travma için ‘kişinin büyük bir tehlike karşısında kendini tamamıyla etkisiz ve çaresiz hissetmesi’ demiştir. 

Travma Türleri Nelerdir?

Travmanın sınıflandırılmasında en yaygın kullanılan ayrım Maggie Scarf tarafından oluşturulmuştur. Maggie Scarf psikoloji türünde kitaplar yazan başarılı bir yazardır.

Scarf, travmaları Büyük-T travmaları ve Küçük-t travmaları olacak şekilde ikiye ayırmıştır.

Büyük-T travmaları: Olağanüstü gerçekleşen ve bireyi tamamen çaresiz bırakan; cinsel saldırı, terör olayı, doğal afet, savaş, işkence gibi olaylardan kaynaklanan travmadır. Bunların etkilenen her insanda travma oluşturacağı kesindir. 

Küçük-t travmaları: Etkilenen bazı kişilerde travma oluşturmazken bazılarında ciddi travmaya neden olabilecek olaylardan kaynaklı travmalardır. Doğrudan kişiye bir tehdit olmayabilir. Bu olaylara boşanma, ebeveynlerin boşanması, ihanete uğramak ya da iş yerinden kovulmak örnek olarak verilebilir. 

Travma Nasıl Anlaşılır?

Bireyin travmaya neden olacak olayı yaşarken bunu algılaması ya da ilerde travmaya neden olacağını öngörmesi çoğu zaman, özellikle çocukluk çağında gerçekleşen olaylarda mümkün değildir. Ebeveynler de çoğu zaman çocuklarındaki travmaları anlayamayabilirler. ‘Aileler, Çocuklardaki TSSB Belirtilerini Fark Edemiyor’ adlı yazımızı da okumanızı bu noktada öneriyoruz.

Ancak sonrasında kişinin bunu algılaması mümkündür. 

Beyin, travmatik olaylarda yaşanan bazı kısımları kişinin kaldırabileceğinden fazla olduğunu düşündüğü için hafıza arkasına atabilir. Yani kişi yaşadığı travmatik olayın bazı kısımlarını hatırlamayabilir. Bu durumlarda hatırlanmayan kısım birey için adeta bir karanlık bölge gibidir. Ancak bu, bireyin psikolojik travmaya maruz kaldığını anlamasına engel değildir. 

Travmaya sahip olduğunu anlaması için bireyin kendine sorabileceği bazı sorular şöyledir:

  • Genel hatlarıyla da olsa çaresiz ve tehdit altında hissettiğim bir olayı hatırlıyor muyum?
  • Bu olayı hatırladığımda ne hissediyorum?
  • Bu olaydan sonra değişen tavırlarım ya da özelliklerim oldu mu?

Bu sorularla birey, travma geçirdiğini net olarak anlamasa da bu konuda bir fikir sahibi olabilir. Travmaya maruz kaldığını anlamak ve bununla baş edebilmek için uzman desteği oldukça önemlidir. Psikolog Ofisi, alanında uzman zengin kadrosuyla online terapi için her zaman yanınızdadır. 

Travmanın Belirtileri Nelerdir?

Travma belirtileri kişiden kişiye ve travmatik olaya göre farklı olabilse de travma geçiren kişilerin çoğunda görülen bazı ortak semptomlar vardır. Bunlar: 

  1. Sosyal hayattan kopuk yaşamak
  2. Aşırı agresiflik
  3. Ses, ışık gibi uyaranlardan kolay ürkmek
  4. Uykuya dalmada güçlük yaşamak
  5. Rahatsız edici kabuslar görmek
  6. Travmatik olaya bağlı olarak günlük hayatın akışında gerçekleşen bazı normal olayardan kaçınmak
  7. Mutsuz, umutsuz hissetmek
  8. Çabuk sinirlenmek, fazla tepkiler vermek

Çocukluk Çağında Yaşanan Travmatik Olaylar Ve Etkileri Nelerdir? 

Çocukluk çağında maruz kalınabilecek cinsel taciz, ebeveynlerden birinin ölümü, savaş içinde bir ülkede geçen çocukluk, yıkıcı doğal afetlere maruz kalma gibi Büyük-T travmalarının yanında ebeveynlerin ayrılığı, anne baba arası kavgalar, maddi kaygıların yoğun olduğu bir evde büyümek, baskıcı aile ile büyümek gibi Küçük-t travmaları da çocukların üstünde yıkıcı etkiler bırakabilmektir. 

Bir travmatik olayın çocukluk çağında yaşanması, çocuğun karakterinin ilerde bu olay çerçevesinde şekilleneceği kaçınılmaz olduğundan bıraktığı etkiler bakımından çok daha yıkıcıdır. 

Travma sonrası yaşanan acıyı arttıran bazı etkenler vardır. Çocukluk döneminde bu olayın yaşanması da bu etkenlerden biridir. Ayrıca olay karşısında tepkisiz kalmak yani tabiri caizse elinden birşey gelmemek de acıyı arttıran etkenlerdendir. Çocukluk çağında bu etkenin de görülmesi kaçınılmazdır. 

Travmanın Etkisini Arttıran Etkenler

Travmanın bıraktığı etkiler ve yıkıcılığı kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Ancak aynı zamanda bunu etkileyen bazı somut gerçekler de vardır. Bunlar şöyledir:

  • Travma anında bir şey yapamamak travmanın bıraktığı etkiyi arttırır.
  • Travmalar birbirinden farklıdır. Yaşanan bazı olaylar diğerlerinden daha yıkıcıdır.
  • Yaş küçüklüğü travmayı daha yıkıcı hale getirir.
  • Sevilen ya da en azından tanınan bir kişinin travmaya sebebiyet vermesi bu travmanın bıraktığı etkiyi arttırır. 
  • Tekrar eden olaylar şeklinde gerçekleşen travma diğerlerine göre daha yıkıcıdır.
  • Öngörülemeyen olaylar hazırlıklı olunan olaylara göre daha büyük etkiler bırakır.
  • Bir kişi tarafından travmatik olaya maruz bırakılmak, insanüstü bir travmatik olaydan daha yıkıcı etkilere sahiptir. 
  • Yardım almamak travmanın etkilerini arttırır.

Travmaya Verilen Tepkiler Nelerdir?

Travmada beynin verdiği genellikle iki komut öngörülmüştür. Bunlardan ilki savaş ya da kaç refleksi ikincisi ise hareketsizlik tepkisidir. 

Yani beyin ya travmatik olaya karşı mücadele emri verir ya da tamamen kabuğuna çekilir ve beden donakalalır. 

Travmanın Etkileri Nelerdir?

Travma sinir sisteminin dengesini alt üst eder. 

Travmatik  olay sonrası bedenimizin genel yapısı gerginleşir. Nefes alışverişi sık ve kesik olmaya başlar. Diyafram sertleşir. Eller ve ayaklar soğur. Travmanın çözülememesi durumunda uzun vadede bu etkiler dolaşım ve solunumda bozukluklara, baş ağrılarına, duruş bozukluğu ve sırt ağrılarına neden olabilir. 

Bunlar yanında travmanın bir de ağır psikolojik etkileri vardır. Travma genel olarak bireyde hassasiyet yaratır. Travma sonrası; birey seslere, ışığa ya da öfke, korku gibi duygulara karşı daha hassas davranabilir. Bunun dışında insan psikolojisinde yıkıcı hasarlar oluşturabilir. 

Travmanın bıraktığı bu etkiler yaşam kalitesini oldukça düşürür. Ancak hiçbiri vazgeçilmez değildir. Alanında uzman psikologlar ile Psikolog Ofisi her zaman yanınızdadır. 

Travma Geçici Midir?

Travma geçirmiş bireyler bunun onlara verdiği hassasiyetin de etkisiyle travmalarının ömürlerinin sonuna kadar onlarla  kalacağına inanabilir. Ancak çözümlenen her travma geçicidir. Burada mühim olan travmayı çözümleyebilmektir. Çünkü baskılanan, çözümlenmeyen travmalar bireyin içinde büyümeye devam eder ve çevresel faktörlerle tetiklenmeye oldukça yatkındır. 

Travmanın kendiliğinden geçmesini beklemek yanlıştır. Burada bireye ve desteğini istediği yakınlarına da iş düşmektedir. 

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Nedir Ve Belirtileri Nelerdir?

Öncelikle belirtmemiz gerekir ki travma geçirmiş her birey TSSB yaşamak zorunda değildir. 

TSSB, travmanın hemen sonrasında görülebileceği gibi bir süre sonra da ortaya çıkabilir. TSSB’ nin daha sonra ortaya çıkması durumu genellikle çocukluk döneminde travmanın bastırılması örneğinde görülür. 

Travma yaşayan bireyde ortaya çıkan kalp sıkışması, hızlı nefes alışverişi gibi bedensel etkilerin ya da aşırı stres, korku gibi psikolojik etkilerin zamanla hafiflemesi gerekirken TSSB yaşayan kişi bu etkileri ilk günkü gibi yaşamaya devam eder. Bu durum, haliyle kişinin sosyal yaşamını, ikili ilişkilerini ve en önemlisi psikolojisini önemli ölçüde olumsuz etkileyecektir. 

TSSB durumunda kişilerde sürekli yeniden yaşama, olayı anlatmaktan kaçma, günlük tepkilerde değişiklik ve kolay uyarılma tepkileri bazen birlikte bazen de ayrı ayrı görülür. 

TSSB’nin devamında başka psikolojik rahatsızlıklara da neden olması çok yüksek bir ihtimaldir. Bu nedenle tedavisi mutlaka yapılmalıdır.

Travmanın Neden Olabileceği Psikolojik Rahatsızlıklar

1- Depresyon: Travmanın depresyona neden olabilmesinin temel nedenleri; sinir sisteminde oluşan sıkışma, bastırılmış olması, travma sırasında yaşanan kayıplar ve öz kontrol kaybıdır. Tekrar eden travma durumunda da kronik depresyon oluşma riski artar. Uzmanların tahminine göre TSSB yaşayan her iki kişiden biri depresyonla da mücadele etmektedir. 

2- Akut Stres Bozukluğu: Travmatik olaydan sonraki dört hafta içinde ortaya çıkar ve semptomları en az iki gün sürer. Bu semptomlar çözümlenmediği takdirde TSSB’ ye dönüşür. Akut stres bozukluğunda, birey; gergin hisseder, kilo kaybı yaşar ve uykusuzluk çeker. 

3- Anksiyete Bozuklukları: Travmadan sonra kişilerin normal düzeyde bazı duygular yaşanması gereken olaylarda söz konusu duyguları oldukça yoğun yaşaması muhtemeldir. Korku, kaygı gibi bu tarz  duyguları olması gerekenden yoğun yaşama durumu anksiyete bozukluğu olarak adlandırılır. 

4- Yeme Bozuklukları: Travmanın yeme bozukluğuna yol açması yüksek oranda cinsel travma geçirmiş kişilerde görülür. Ancak diğer travma türlerinde de bireyin yeme bozukluğuyla savaşması görülebilir. Yeme bozuklukluklarının en yaygın görülenleri anoreksiya nervoza (vücudun ağır şekilde aç bırakılması) ve bulimia nervoza (aşırı yedikten sonra bilinçli kusma)dır. 

5- Dissosiyatif Bozukluklar: Aşırı tehdit, normal düzende bireyde bulunan zihin-beden bütünlüğü hissinde kopukluklara yol açabilir. Bu durumda kişi; kendini çevreye yabancılaşmış hissedebilir, hafızada kopukluk olabilir ya da kimlik bölünmesi yaşayabilir. 

6- Sınırda (Borderline) Kişilik Bozukluğu: Borderline kişilik bozukluğunun birçok farklı semptomu vardır. Bunlar beraber ya da ayrı ayrı görülebilir. Kendine zarar verme, paranoya, yoğun ve dengesiz ilişkiler, yersiz öfke yaşamak bunlardan birkaçıdır. 

Belirtmemiz gerekir ki travma değindiklerimiz harici de psikolojik rahatsızlıklara neden olabilir ya da tam tersi hiçbir psikolojik rahatsızlığa neden olmayabilir. Bu kişiden kişiye değişen ve yaşanan travmatik olaya da bağlı bir durumdur.

Travmayı Atlatmak İçin Yapılabilecekler

Travmayla başa çıkmanın yani travmayı çözümlemenin ön şartı travmatik olayı kabullenmektir. Bu bazen zor ve yorucu bir süreç olabilir. Ancak travmayı, onun yaşama ve karaktere etkilerini kabul etmek onunla başa çıkmanın olmazsa olmazıdır. 

Travmayla yüzleşmek kimi zaman zor olsa da bu konuda cesaretli olmak ve iyileşmeyi gerçekten istemek gerekir. Kabullenme ve iyileşme sürecinin ardından hayatınızın çok daha konforlu olacağının farkında olmalısınız.

Aynı zamanda travmayı hayatın merkezine koymamak gerekir. Travmatik olay çevresine örülmüş bir yaşamdan sıyrılmak oldukça zordur. Bunun yerine şu ana odaklanmayı denemelisiniz. 

Meditasyon, yoga, nefes egzersizleri gibi uygulamalarla bedeninizi travmanın etkilerinden arındırılabilirsiniz. Bu uygulamalar aynı zamanda psikolojik etkiler açısından da faydaları kanıtlanmış uygulamalardır.

Travmanın hayatınızda bıraktığı olumsuz etkiler ve sosyal yaşamdan soyutluğu dengelemek için spor, dans gibi fiziksel aktiviteler oldukça faydalıdır.

Tüm bunlar kişinin kendi elindedir ancak ihtiyaç duyulduğunda uzman desteği travma ile başa çıkmak için oldukça faydalı olabilir. Travmanın bilinçaltına bırakmış olduğu etkiler, kişide oluşturduğu inanç ve korkular ile baş etmek açısından süreç bir uzmanın desteği ile daha sağlıklı ilerleyecektir. Travmayı kabullenmek ve ardından çözümlemek uzun bir yolculuktur. Bu yolculuk beraberinde bir psikoterapi sürecini getirebilir. İhtiyaç duyduğunuzda Psikolog Ofisi her zaman yanınızdadır. 

Kişisel Travmalar İnsanlarla Paylaşılmalı Mı?

Travmasını insanlarla paylaşmak kişinin tamamen kendi kararıdır. Ancak bu konuda dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bunlar şöyledir: 

  • Yeni tanıştığınız, henüz güveninizi tam kazanmamış ya da aranızda tam bir bağın oluşmadığı insanlara travmanızdan bahsetmeyin. Şöyle de ifade edebiliriz, yeni tanıştığınız birine travmanızdan bahsetmek için bir süre beklemeniz daha doğru olacaktır. 
  • İnsanlarla bağ kurmak için ya da birinin sevgisini veya saygısını kazanmak için travmanızdan bahsetme yolunu seçmeyin. 
  • Travmanızın ne kadarlık kısmından bahsedeceğiniz tamamen kişisel kararınızdır. Bütün detayları paylaşma zorunluluğu duymayın.
  • Travmanızı bahsettiğiniz insandan olumsuz bir tepki almanız durumunda anlatmayı kesebilirsiniz.

Travması Olduğunu Bildiğimiz Birine Nasıl Davranmalıyız?

Etrafından birinin travmatik bir olay yaşadığının öğrenilmesi halinde söz konusu kişiye karşı davranışlarda radikal değişikliklerin olmaması bireyin kötü hissetmemesi açısından önemlidir. Daha düşünceli, daha hassas davranma yolu seçilebilir ancak bu özellikle göze batacak şekilde yapılırsa bireye kendini aciz hissettirebilir.

Aynı zamanda kişi travması ile ilgili konuşmak istediği zaman onu kıracak, kötü hissettirecek ifadeler kullanılmamalıdır. Bunlar, ‘herkesin yaşadığı şeyler’ ‘çok önemseme’ ya da ‘buna mı üzüldün’ gibi olayı küçümseyen sözler olabilirken ‘nasıl dayandın’, ‘bunun çözümü yok’ ya da ‘bunu kimse kaldıramaz’ gibi olayı kişinin gözünde daha da yıkıcı hale getiren ifadeler olabilir. Olay sizin gözünüzde daha basit ya da gerçekten çok dehşet verici olabilir. Ancak bu fikrinizi kendinize saklamak daha sağlıklı olacaktır. Bunun yerine ona nasıl yardım edebileceğinizi sorup daha destek verici ifadeler kullanabilirsiniz. 

Sonrasında onu sosyal aktivitelere davet ederek ya da hoşuna gidebilecek hobiler önererek şu ana odaklanmasına yardımcı olabilirsiniz. 

Travmayla Başa Çıkma Sürecinde Psikoterapinin Önemi

Unutmayın ki kişinin iyileşmesi için öncelikle bunu istemesi gerekir. Psikoterapiden verim almak için de iyileşmeyi istemek oldukça önemlidir. 

İyileşmek isteyen ve bu konuda cesur bir insanın sürecinin sağlıklı ilerlemesi açısından psikoterapi oldukça önemlidir. 

Aynı zamanda travmanın paylaşılması kişiye ve olaya bağlı olarak zorlaşabilir. Bu durumda karşıda tanıdık bir kişinin olmasındansa bir psikoloğun olması bunu kolaylaştıracaktır. Bu sayede travma kabul edilip iyileşme sürecinin ilk adımı daha kolay atılabilir. 

Travmayı çözümleyip onun oluşturduğu temel inançları, olumsuz mitleri ve korkuları değiştirerek olumlu inançlar yerleştirmek bir uzmanın desteğiyle daha sağlıklı olacaktır. 

Bazen travmatik olayların kişinin sağlıklı sınırlar geliştirmesine engel olabilir. Psikoterapi bu konuda da kişiye kolaylık sağlayacaktır.  

Terapinin avantajlarından biri de travmayı tetikleyen olaylar sırasında kişide meydana gelen uyarılma seviyesinin düşürülmesinin hedeflenmesidir. 

Travmaya Yönelik Terapi Türleri Nelerdir?

1- EMDR ve Dönüşümlü Çift Yönlü Uyarım: Danışana göz hareketleri, ses ya da dokunsal ya da dokunsal uyaranları iki yönlü verme şeklinde uygulanan terapi yöntemidir.

2- Somatik Terapiler: Fizyoterapi ile psikoterapiyi birleştirerek vücut-zihin endeksi üzerine çalışan terapilerdir. 

3- Bilişsel Davranışçı Terapi: BDT’de hedef inançları, algıları ve bunlar sonucunda davranışları değiştirerek daha gerçekçi temellere oturtmaktır. BDT ile kişinin kendine karşı da daha düşünceli olması amaçlanır. 

Belirtmemiz gerekir ki yukarıda bahsedilen üç tür terapi travma ile başa çıkılırken sık kullanılır ancak başka terapi türleri de tabi ki kullanılabilir. Nokta terapiler, imgelere dayalı terapiler, gerçekçi terapi gibi türler bunlardan birkaçıdır. 

Online Terapi Travmayı Atlatmada Etkili Midir?

Travma bireyleri sosyal hayattan uzaklaştırabilir, insanlardan soyutlayabilir hatta insanları dışarı çıkmaktan bile alıkoyabilir. Böyle durumlarda kişiye bir psikoloğun ofisine gitmek zor gelebilir. Burada online terapi devreye girer ve kişiye yardımcı olur. 

Ayrıca çalışan kişiler, öğrenciler gibi vakti kısıtlı insanlar açısından da online terapi avantajlıdır. 

Travmayla başa çıkma süreci göz önüne alınırsa şehir değişikliği, hastalık gibi faktörler dikkate alınırsa devamlılık da online terapide daha mümkündür. 

Online terapi sürecinde seans yapmak isteyen kişiler için Psikolog Ofisi her anınızda yanınızdadır.

Travma Çözümleme Sürecinden Sonra Kaliteli Yaşam

Travmanın çözümlenme ve iyileşme sürecinden sonra bireyin yaşamının daha konforlu hale geleceği kesindir. Ancak bu süreçten sonra da kişinin yapması önerilenler vardır. Bunlar genel hatlarıyla  şöyledir:

  1. Fiziksel aktiviteler
  2. Günlük tutmak
  3. Doğada vakit geçirmek 
  4. Bedenle barışık yaşamak
  5. Hobiler edinmek
  6. Nefes egzersizleri ve içsel konuşmalar önem vermek 

Bunlar, her birey için uygun olabilecek genel önerilerdir. Ancak her insanın birbirinden farklı olduğu unutulmamalıdır. Kişi neyin yaşam konforunu arttıracağını kendisi değerlendirerek ona yönelmelidir.

Yazar
Avatar
Eren Artun ErgülPsikolog6 Temmuz 2023
0/1500
Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı

Henüz yorum yapılmadı